12. Ceza Dairesi 2019/6262 E. , 2020/2265 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle yaralama
Hüküm :TCK’nın 89/1, 89/3-b, 62, 63, 51/3, 53/1, 51/8-7, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre, sanığın sevk ve idaresindeki kapalı kasa kamyonet ile meskun mahal dışında, gündüz vakti, iki yönlü, virajlı, devamlı şerit çizgisi bulunan yolda seyir halindeyken önündeki aracı sollamak için diğer şeride geçtiği, bu sırada karşı yönden araç geldiğini görüp panikleyerek frene bastığı ve direksiyon hakimiyetini kaybederek kendi şeridine geçtiği ve burada yoldan çıkarak karayolunun kenarında park halinde bulunan katılana ait kamyonete ve bu sırada aracının bagaj kısmında malzeme bırakan katılana asli kusurlu olarak çarpması sonucu, katılanın iki aracın arasında kalarak yaşamını tehlikeye sokan, hayati fonksiyonlarına ağır (6) derecede etkili kırık oluşmasına ve organlarından birinin işlevinin sürekli yitirilmesine neden olduğu olayda, mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın kusuru olmadığına, ehliyetinin geri alınmasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden taksirle yaralama suçundan hüküm kurulurken anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
2-5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlendiği; sanığın sürücü belgesi bilgilerinin incelendiğinde, aynı belge numarası adı altında hem E sınıfı hem de A1 sınıfı sürücü belgesinin bulunduğu, sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, yargılamaya konu kazayı idaresindeki kamyonet ile yaptığı ve bu nedenle sanığın somut olaya konu taksirle yaralama suçu sebebiyle A1 sınıfı sürücü belgesinin geri alınamayacağı gözetilmeden, sanığa ait sürücü belgesinin sınıfı belirtilmeden ve ilgili madde hükmünün amacına aykırı şekilde geri alınmasına karar verilmesi;
3-TCK"nın 51/7. maddesi uyarınca, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarı yerine infazı kısıtlar biçimde, ”denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde ertelenen cezanın, Türk Ceza Kanununun 51/7. maddesi uyarınca kısmen veya tamamen infazına karar verilmesine,” karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından TCK"nın 53/1-3. maddesi gereğince hükmedilen hak yoksunluğuna ilişkin yedinci paragrafın çıkartılması, sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin on üçüncü bendine “E sınıfı” ibaresinin eklenmesi ve on birinci paragrafta yer alan “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın Türk Ceza Kanununun 51/7. maddesi uyarınca kısmen veya tamamen infazına karar verilmesine,” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarına” cümlesinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.