11. Hukuk Dairesi 2018/2393 E. , 2019/4052 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 16/11/2017 tarih ve 2014/398-2017/419 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, SGK"nın müvekkili aleyhine ölü annesinin maaşını aldığını ileri sürerek dava açtığını, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin annesinin 1989 yılında vefat ettiğini, davalı bankanın ise 2003 yılına kadar maaş ödemesi yaptığını, bu zaman zarfında banka uygulamasına göre 6 ayda bir defa olmak üzere 30 defa bankamatik kartını yenilemesi gerektiğini, SGK ile devam eden davada da bankadan istenen kayıtların mahkemeye sunulamaması nedeniyle müvekkili aleyhine hüküm kurulduğunu, müvekkilinin bu şekilde suçlanmasının kendisini manevi yıkıma uğrattığını ileri sürerek 150.000 TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının korunmaya değer haklı bir hukuki menfaati olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacının hukuki yararı bulunmadığından reddedilmiştir. Bu durumda, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3 hükmü gereği, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı vekili lehine vekalet ücretinin 1.980 TL olarak hükmedilmesi gerekirken, nispi oranlamayla vekalet ücreti takdiri doğru olmamış ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın yeniden yargılama gerektirmeyeceği anlaşılmış olup kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararı hüküm fıkrasının üçüncü paragrafındaki “14.750,00 TL” ibaresi çıkartılıp, yerine “ AAÜT’nin 10/3 hükmü gereği 1.980 TL” ibaresinin eklenerek hükmün DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.