Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2394
Karar No: 2019/4082
Karar Tarihi: 22.05.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2394 Esas 2019/4082 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, murisi olan İbrahim Kurt'un ölümü sonrasında davalı banka nezdindeki hesabındaki paraların vekaletname olmaksızın çekildiğini ve bu olay nedeniyle davalı bankanın kusurlu olduğunu ileri sürerek 7.000 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra bu talebini 8.545,15 TL'ye yükseltmiştir. Davalı ise zamanaşımı definde bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, bozma ilamına uygun olarak yapılan yargılama sonrasında, davanın ıslah edilemeyeceği gerekçesiyle bu kısım yönüyle reddedildiğini belirtmiştir. Daha önce verilen vekalet ücretleri hakkındaki hükümlerin infaz kabiliyeti kalmadığından dolayı sadece kabul-red oranına göre hesaplama yapılması gerektiğine karar verilmiş ve davacı lehine 7.000 TL'nın davalıdan alınarak faiziyle birlikte verilmesine hükmedilmiştir. Davalı vekili, bu karara itiraz etmiş ancak mahkemece temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu Madde 102 (Kişisel hakkın ihlali)
- Medeni Kanun Madde 11/U (Mirasbırakanın malvarlığı)
- Türk Medeni Kanunu Madde 619 (Murisin borçları)
11. Hukuk Dairesi         2018/2394 E.  ,  2019/4082 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/1194-2018/78 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkillerinin murisi olan İbrahim Kurt öldükten sonra davalı banka nezdinde bulunan hesaptaki paralarının vekaletname olmaksızın çekildiğini, davalı bankanın bu olay nedeniyle kusurlu olduğunu ileri sürerek 7.000 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle de talebini 8.545,15 TL"ye çıkarmıştır.
    Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş ve ayrıca esastan da davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; bozmadan sonra ıslah olamayacağından bu kısım yönüyle davanın reddine, daha önce verilen ve Yargıtay ilamı ile bozulan kararlarda davacı ve davalı lehine hükmedilen ve hükmedilmeyen vekalet ücretlerinin infaz kabiliyeti kalmadığından tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde davacı lehine kabul-red oranına göre hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 7.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair hüküm bozma konusu yapılmayıp kesinleştiği için yeniden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... yönünden davanın reddine yönelik kararın kesinleşmesi nedeniyle bu husustada yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davanın bozmadan sonra ıslah edilen 1.545,15 TL lik kısmının usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 358,63 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi