12. Ceza Dairesi 2017/2211 E. , 2020/2356 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, TCK’nın 43/1, 62/1, 52/2, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2012 tarih, 2012/7-349 Esas, 2012/152 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, yerel mahkemece, duruşmanın devamı niteliğinde olan keşifte, sanığın kimliği tespit edilip, yasal hakları hatırlatıldıktan sonra savunmasının alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bu hususta bozma öneren (1) numaralı düşünceye iştirak edilmemiştir.
1- Sanık hakkında, Şanlıurfa ili, Harran ilçesinde, Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 20.12.2011 tarih 107 nolu kararı ile III. Derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilen parselde, izinsiz olarak bina inşa ettiğinden bahisle kamu davası açıldığı, mahkemece mahallinde keşif icra edildiği, fen bilirkişisi raporunda; dava konusu taşınmazın 47 parsel içerisinde kaldığının tespit edildiği, sit alanı sınırları içerisinde kalıp kalmadığına ilişkin bir tespit yapılmadığı, arkeolog bilirkişi raporunda; dava konusu alanın III. Derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının belirlendiği, ancak; rapor içeriğinde parsel numarasının fen bilirkişi raporundan farklı olarak 46 parsel olarak belirtildiği, bu hali ile, arkeolog bilirkişisinin sit alanı sınırları içerisinde kaldığına ilişkin tespitinin, dava konusu alanın 46 parsel nolu taşınmaz olarak kabulüne göre mi, 47 parsel nolu taşınmaz olarak kabulüne göre mi olduğu hususunda çelişki hasıl olduğu anlaşılmakla;
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, fen, arkeolog ve inşaat bilirkişi refakatinde yeniden keşif icra edilerek, dava konusu alanın hangi parsel içinde kaldığının ve bulunduğu parselin sit alanı sınırları içerisinde kalıp kalmadığının tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespiti ile sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, çelişkili bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm tesisi,
2-Sanığın, 3. derece arkeolojik sit alanı içerisine izin almaksızın yaptığı inşaatın, ilk olarak 16/09/2013 tarihli yapı tatil zaptı ile kaba sıvası yapılmış halde iken tespit edildiği, daha sonra kolluk kuvvetlerince tanzim edilen 17/10/2014 tarihli kolluk tespiti ile de; inşaatın ince sıvasının yapıldığı, kapı ve pencerelerinin takıldığı, pencere korkuluk demirlerinin takıldığı, ayrıca boya ve fayansının yapılmadığı, ikamet sahiplerinin oturur durumda olduğunun tespit edildiği, bu nedenle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmak suretiyle hüküm tesis edilmiş ise de; sanığın devam eden eylemlerinin iddianame içeriğinde yer almadığı, bu nedenle sanık hakkında, iddianamede belirtilmeyen eylemleri nedeniyle ek savunma verilerek TCK’nın 43/1. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağı anlaşılmakla; sanığın 17/10/2014 tarihli tutanak ile tespit edilen devam eden eylemleri hakkında dava açılması sağlanarak, açılan dava ile eldeki davanın birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 04/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.