11. Ceza Dairesi 2019/4740 E. , 2019/7495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.11.2010 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında "2005 takvim yılında sahte fatura kullanma" suçunu, sanık ... hakkında "2007 takvim yılında sahte fatura kullanma"suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı halde söz konusu takvim yıllarına ilişkin belirtilen suçlardan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında Mahkemesince hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1- Sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanığın, yokluğunda verilip 20.07.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 17.12.2015 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından; yasal süresinden sonra yapılan temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde,
5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.11.2010 tarihli iddianamesi ile 213 sayılı VUK’nin 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa ve vergi suçu raporuna aykırı olarak sanıklar hakkında, "2005-2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanma" suçlarından kamu davası açıldığı, “sahte fatura düzenleme” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve “sahte fatura kullanma” suçlarının birbirine dönüşemeyeceği gözetilmeden, iddianame dışına çıkılarak "2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, açılmayan davadan hüküm kurulmuş olması nedeni ile bozma hükmünün temyiz istemi red edilen sanığa da sirayet ettirilmesine 04.11.2019 tarihinde Üye ..."ın sanık ... hakkında verilen Bozma kararına karşı, karşı oyu ile oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 2019/4740 Esas, 2019/7495 Karar sayılı 04.11.2019 tarihli kararına (Sanık ... yönünden dava zamanaşımının dolduğuna ) ilişkin muhalefet şerhi:
213 sayılı VUK 367.maddesinde yapılan düzenleme ile aynı kanunun 359. maddesinde yazılı suçların soruşturma ve kovuşturması rapor değerlendirme komisyonunca verilecek mütalaa muhakeme şartına bağlanmış ise de;
Suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçmesine rağmen dava açılmaması, açılan davanın sonuçlanmaması yada hükmün kesinleşmemesi halinde o suçtan dolayı ceza verilmesinde toplumsal bir yarar kalmadığı düşünülerek Türk Ceza Hukukunda zamanaşımı kurumu da benimsenmiştir.
Mahkeme muhakeme şartları ve dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini re’sen araştırır. Muhakeme şartı gerçekleşmemiş ise ceza muhakemesi yapılamaz, durma kararı vererek şartın gerçekleşmesi beklenir. 5237 sayılı TCK"nın 67/1 maddesindeki düzenlemeye göre burada verilecek durma kararı zamamanışımını durdurmaz, fail lehine zamanaşımı işlemeye devam eder.
Muhakeme şartı gerçekleşmezse yani mütalaa verilmezse davanın düşmesine karar verilmesi gerekir.
Mütalaa verilmeden açılan kamu davasında zamanaşımı dolmuş ise artık mütalaa istenmeden zamanaşımından düşme kararı verilmelidir. Çünkü zamanaşımı da hem bir kovuşturma şartı hem de cezalandırmayı engelleyen maddi ceza hukuku kurumudur.
Dava zamanaşımı dolmuş ise artık mütalaa kovuşturma şartını araştırmaya gerek yoktur. Yüksek 11. Ceza Dairesinin istikrar kazanmış uygulamaları da bu yöndedir:
"213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan 03.11.2011 tarihli komisyon mütalaasının “sahte fatura kullanma” suçundan verildiği ve sanık hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan verilmiş bir mütalaanın bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında mütalaa verilip verilmeyeceği ilgili kurumdan sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı ise de; zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğunun anlaşılması karşısında;
Sanığa iddianamede yüklenen “2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu” ve vergi suçu raporunda belirtilen “sahte fatura kullama” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarıca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, " (11.C.D. -26.03.2019-2016/11827- 2019/3154)
"213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın “sahte belge kullanma” suçundan verildiği “sahte belge ( müstahsil makbuzu) düzenleme” suçundan verilmiş bir mütalaanın bulunmadığı anlaşılmış ise de; zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olması karşısında;Sanığa iddianamede yüklenen ve vergi suçu raporunda belirtilen “2006 takvim yılında sahte belge ( müstahsil makbuzu) düzenleme” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarıca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE," (11.C.D. 13.05.2019 -2016/4464 - 2019/4635)
"Sanığa yüklenen "defter,belge ibraz etmeme" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen asli zamanaşımının, suç tarihinden, kamu davasının açıldığı 29/06/2014 tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı, katılan vekilnin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,"(11.C.D. 28/03/2018- 2018/583-218/2752)
Somut olayda;...Optik Nakliye Gıda San. Ve Dış. Tic. Ltd. Ştinin ortağı ve yetkilisi olan sanıklar ... ve ... haklarında vergi incelemesi yapılarak "2005-2006 takvim yıllarında Sahte Fatura Düzenlemek" suçlarından Vergi Suçu Raporu hazırlandığı ve 11.11.2010 tarihli mütalaa ile suç duyurusunda bulunulduğu.
Sanıklar hakkında “sahte fatura kullanma” suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı halde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 25.11.2010 tarihli iddianame ile sanıklar hakkında "sahte fatura kullanmak" suçundan dava açıldığı,
Yargılama sonucunda ise iddianame dışına çıkılarak sanık ... hakkında "2005-2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından mahkumiyet hükmü kurulduğu,Dosya arasında bulunan Mütalaa, Vergi Suçu Raporu ve Vergi Tekniği Raporu içeriğinden mükellef kurum tarafından verilen en son kurumlar vergisi beyannamesinin 2006 Takvim yılına ait olduğu, en son verilen KDV beyannamesinin ise 2007 yılı Mayıs ayına ait olduğu ve mükellef kurumun 31.05.2007 tarihinde re"sen terkinine karar verildiği,
Yine dosya arasında bulunan 08.11.2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre sanık ..."ın 02.11.2006 tarihine kadar şirket müdürü olduğu, bu tarihten sonra ise diğer sanık ..."nun şirket müdürü olduğu,
Mükellef kurumun 31.05.2007 tarihinden sonra sahte fatura düzenlediğine ve sahte fatura kullandığına ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç ve Kanaatimiz:213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan 11.11.2010 tarihli komisyon mütalaasının “sahte fatura düzenleme” suçundan verildiği ve sanık hakkında “sahte fatura kullanma” suçundan verilmiş bir mütalaanın bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında mütalaa verilip verilmeyeceği ilgili kurumdan sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla iddianame dışına çıkılarak "2005-2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı ise de; zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu, sanığa iddianamede yüklenen “2005-2006 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçu” ile Hükümde ve vergi suçu raporunda belirtilen “2005-2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE, karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun Bozma düşüncesine katılmıyorum.