19. Hukuk Dairesi 2016/12169 E. , 2017/1231 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... Dinçer ile davalılar vek. Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... Tüketim Malları Gıda ve Paz. …Ltd. Şti.’nin davalı bankadan çektiği krediye kefil olduğunu ve aynı zamanda genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak 25.000,00 TL bedelli diğer kısımları boş olan senedi verdiğini, bankanın daha sonra bu senedi 225.000,00 TL’ye çevirerek ve diğer kısımlarını doldurarak takibe koyduğunu, kredi sözleşmesine kefil olurken ve senet verirken müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını, bankanın bu işlemlerinin yasa ve usule aykırı olduğunu iddia ederek senetteki ve kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersizliğine, ayrıca teminat senedi kadar kredi verilmemiş olduğundan, müvekkilinin kefil olduğu miktar kadar davalıya kredi borcu bulunmadığından kefil olarak müvekkilinin İstanbul 1. İcra Dairesi’nin 2014/14361 esas sayılı dosyasına konu teminat senedindeki borç kadar borcunun bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline, % 20 oranında kötü niyetli takip tazminatına, icra dosyasına para yatırılıncaya kadar davanın menfi tespit, para yatırılmasından sonra ise istirdat davası olarak görülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının dava dışı ...…Ltd. Şti. tarafından çekilen 25.000,00 TL bedelli ve 250.000,00 TL bedelli iki adet kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, ayrıca dava konusu olan bonoyu da avalist sıfatıyla imzaladığını, davacı tarafından ileri sürülen senette tahrifat yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkili tarafından kredi sözleşmesindeki yetkiye dayanılarak kredinin kat edildiğini, davacının da aralarında bulunduğu borçlu ve kefillere kat ihtarnamesi keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ise dava konusu bononun İstanbul 1. İcra Dairesi’nin 2014/14361 esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, dava konusu bononun teminat senedi olmadığını, kredi borcunun ödenmesi için verildiğini savunarak davanın reddi ile % 20 oranında tazminat istemiştir.
Mahkemece, davanın, davalı tarafından dava dışı...Tüketim Malları Gıda ve Paz. …Ltd. Şti.’ne kullandırılan kredi sözleşmesi nedeniyle davacıdan alınan senette tahrifat yapıldığı, tahrifat olmasa bile eş rızası olmadan alınan kefaletin geçerli olmadığı gibi teminat niteliğindeki senedin de icra takibine konu edilemeyeceği gerekçesi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, aldırılan ATK raporuna göre senette tahrifat bulunmadığı, dava
konusu senedin teminat senedi olduğuna dair senet üzerinde bir ibare bulunmadığı gibi bu yönde bir sözleşmenin de olmadığı, öte yandan davacının kredi sözleşmesi ve senedi imzalarken dava dışı Eş ... izin alınması gerektiğini, böyle bir izin olmadığından kefaletin geçersiz olduğunu ileri sürdüğü, ancak bono üzerindeki davacı imzasının kefalet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre bono üzerine kefil ibaresi konulsa dahi bunun avâl olarak nitelendirilmesi gerektiği, avâl verenin bononun diğer borçluları ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, hakkında özel hükümler bulunan kambiyo senetleri için TBK’nun 584 ve 603. madde hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı, ayrıca zaten senedin düzenlenme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK uyarınca eş muvafakatinin kefaletin geçerliliği için şart kılınmadığı, davacı iddialarının sübut bulmadığı, davacının davasında kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava değeri olan 221.500,00 TL’nin % 20’si 44.300,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) İİK. m. 72,IV,c.2-4 uyarınca menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu, alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı için bir tazminata mahkum eder. Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış (infaz edilmiş) olması gerekmektedir. Menfi tespit davasına bakan mahkeme icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı vermemişse, mücerret menfi tespit davasının alacaklının alacağını almasını geciktirdiğinden söz edilemeyeceğinden, menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu tazminata mahkum edemez (KURU, Baki; İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s. 376-377). Mahkemece açıklanan bu hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.