14. Hukuk Dairesi 2018/3467 E. , 2019/6475 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09/10/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/03/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 09/04/2011 tarihinde ölen müvekkilinin mirasbırakan dedesi ..."ün terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddinin tespitini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. TMK"nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Mahkemece davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir
Öte yandan, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/382 Esas, 2014/405 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, muris ... mirasçılarından .... tarafından alacaklı ... aleyhinde mirasın hükmen reddi istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacı ... tarafından mirasın hükmen reddedilmiş sayılmasına karar verildiği, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.11.2016 tarihli 2015/5622 Esas, 2016/9374 Karar sayılı ilamıyla taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine dosyanın 2017/338 Esas numarasına kaydedildiği, halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, her iki dava dosyasında da muris ..."ün terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesi talep edildiğinden aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilerek görülmesi ve terekenin aktif ve pasifi mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile belirlenerek talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.