
Esas No: 2021/2405
Karar No: 2022/381
Karar Tarihi: 09.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2405 Esas 2022/381 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2405 E. , 2022/381 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2405
Karar No : 2022/381
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Petrol San. ve Tic. A. Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-...
VEKİLİ: ...
2- ... Bakanlığı
VEKİLİ :...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2019/17168, K:2021/7623 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/06/2019 tarih ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 31/05/2019 tarih ve 1134 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla yürürlüğe konulan Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmeliğin 34. maddesinin 1. fıkrasındaki "tahsisli kamu taşınmazı üzerinde yer alan" ve 12. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendindeki "tahsisli kamu taşınmazında yer alan" ibarelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2019/17168, K:2021/7623 sayılı kararıyla;
Davacının Anayasaya aykırılık iddiasının ciddi görülmediği ve davalı idarenin süre itirazına itibar edilmediği,
Turizm sektörünü düzenleyecek, geliştirecek, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturacak tertip ve tedbirlerin alınmasını sağlamak amacı doğrultusunda turizm sektöründeki güncel gelişmeler dikkate alınarak sektörün yönlendirilmesini sağlamak üzere belgelendirecek yeni tesis türlerinin belirlenmesi, daha önce belgelendirilebilecek tesisler kapsamında bulunan tesislere belge düzenlenmesi uygulanmasından vazgeçilmesi, belgelendirilecek tesislerin sağlaması gereken niteliklere ilişkin değişiklikler yapılması hususlarının idarenin takdir yetkisi kapsamında olduğu,
Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte, tahsis konusu taşınmaz üzerinde gerçekleştirilecek turizm tesisi için turizm işletmesi belgesinin verilen sürede alınmasının bir yükümlülük olarak öngörüldüğü ve bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin de kesin tahsisin iptali nedeni olarak düzenlendiği, dava konusu düzenlemeler ile anılan Yönetmeliğe paralel bir düzenleme yapıldığı ve bu sebeple davacının özel hukuk kişilerine ait taşınmazlar üzerinde gerçekleştirilen günübirlik tesislere turizm işletmesi belgesi verilmesi imkanını ortadan kaldıran dava konusu düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasının yerinde görülmediği,
Diğer taraftan; işletmelerin faaliyette bulunabilmeleri için turizm işletmesi belgesi alınmış olması zorunluluğu bulunmadığından ve ilgili idareden işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmak suretiyle işletmenin faaliyette bulunması mümkün olduğundan, davacının özel teşebbüs hürriyetinin yasal dayanağı olmadan sınırlandırıldığı yönündeki iddiasının da yerinde görülmediği,
Öte yandan; 21/05/2018 tarihli yapı ruhsatına dayanılarak günübirlik tesis kullanımına yönelik yapının tamamlandığı, Yönetmeliğin dava konusu hükümleri ile günübirlik tesislerin sadece "tahsisli kamu taşınmazı" üzerinde yer alabileceği düzenlenerek özel hukuk kişilerine ait taşınmazlar üzerinde günübirlik turizm tesisi kurma dolayısıyla turizm işletmesi belgesi alma imkanının ortadan kaldırıldığı ileri sürülmekte ise de ruhsat alındığı tarihte yürürlükte bulunan Yönetmeliğe göre günübirlik tesis turizm yatırımı belgesi almayan davacının korunması gerekli kazanılmış hakkının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Yönetmeliğin dava konusu hükümleri ile günübirlik tesislerin sadece "tahsisli kamu taşınmazı" üzerinde yer alabileceği düzenlenerek özel hukuk kişilerine ait taşınmazlar üzerinde günübirlik turizm tesisi kurma dolayısıyla turizm işletmesi belgesi alarak teşviklerden yararlanma imkanının ortadan kaldırıldığı, söz konusu düzenlemelerin Yönetmeliğin dayanağı olan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun amacına ve hukuka aykırı olduğu, Turizmi Teşvik Kanununun 37.maddesinin (A) bendinin 2 numaralı alt bendi ile turizm tesislerinin belgelendirilmesi, nitelik ve şartlarının belirlenmesi hususunda tanınan takdir yetkisinin davalı idare tarafından anılan Kanunla çerçevesi çizilen kamu yararına uygun kullanılmadığı, özel teşebbüs hürriyetinin yasal dayanağı olmadan sınırlandırıldığı, iptali istenilen düzenlemelerin bu sebeple Anayasanın 13.maddesine, ayrıca üzerinde turizm tesisi inşa ve işletmesine müsait taşınmaza sahip olanlar ile aynı nitelikteki taşınmazı idareden tahsis yolu ile alanlar arasında eşitsizlik yaratılması nedeniyle eşitlik ilkesini teminat altına alan Anayasanın 10. maddesine aykırı olduğu, Kıyı Kanununun "sahil şeritlerinde yapılabilecek yapılar" başlıklı 8. maddesine göre yalnızca günübirlik tesis yapılabilecek taşınmazların bu imkandan faydalanmasının da engellenmiş olduğu, yapılan düzenleme ile kazanılmış hakların korunmadığı, temyize konu kararda sadece davacının kazınılmış hakkı bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirme yapılmasının düzenleyici işlemin incelendiği bir davada hukuk tekniği bakımından doğru olmadığı, kaldı ki Yönetmeliğin doğrudan turizm işletme belgesi alınmasına imkan verdiği ve bu sebeple turizm yatırım belgesi bulunmamasından bahsedilerek kazanılmış hakkının bulunmadığının söylenmesinin doğru olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 02/06/2021 tarih ve E:2019/17168, K:2021/7623 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 09/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Davacı tarafından, 01/06/2019 tarih ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayamlanan Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik'in "Değerlendirme Kurulu" başlıklı 12. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinde yer alan "tahsisli kamu taşınmazında yer alan günübirlik tesisler ibaresi ile aynı Yönetmeliğin 34. maddesinde yer alan "Günübirlik tesisler, tahsisli kamu taşınmazı üzerinde yer alan, yeme-içme, dinlenme, eğlence ve spor imkânlarından birkaçını sağlayan ve konaklama yapılmayan tesislerdir." cümlesinde yer alan ifadeler nedeniyle yalnızca tahsisli kamu taşınmazları üzerinde yer alan günübirlik tesislerin belgelendirilmesine imkan tanındığı ve özel mülkiyete konu taşınmazlar üzerinde kurulacak günübirlik tesislerin belgelendirilme imkanının ortadan kaldırıldığı iddia edilmektedir.
Turizm sektörünü düzenleyecek, geliştirecek, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturacak tertip ve tedbirlerin alınmasını sağlamak amacı doğrultusunda turizm sektöründeki güncel gelişmeler dikkate alınarak sektörün yönlendirilmesini sağlamak üzere belgelendirecek yeni tesis türlerinin belirlenmesi, daha önce belgelendirilebilecek tesisler kapsamında bulunan tesislere belge düzenlenmesi uygulanmasından vazgeçilmesi, belgelendirilecek tesislerin sağlaması gereken niteliklere ilişkin değişiklikler yapılması hususlarında idarenin takdir yetkisi bulunduğu açıktır.
Öte yandan, davalı idarenin "bu tür tesislere turizm işletmesi belgesi verilmesi uygulamasına son verilmesi, daha önce yapılan uygulamadan turizm sektöründe beklenen yararın sağlanamamış olmasından kaynaklanmaktadır” yönündeki gerekçesi ile dava konusu edilen düzenlemenin çeliştiği görülmektidir. Zira; bu gerekçe kabul edildiğinde, sektörde faaliyet gösteren günübirlik tesislerden beklenen yararın sağlanamaması noktasında özel mülkiyete konu taşınmazlar ile tahsisli taşınmazlar arasında ayrım yapılmasını gerektirecek nesnel ve teknik bir sebep bulunmamaktadır.
Her ne kadar davalı idare tarafından bu durum, Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik uyarınca, tahsisli taşınmazlara belge verilmesinin zorunlu olması sebebiyle ayrıma gidildiği şeklinde açıklanmakta ise de; idarenin dava konusu düzenlemeye ilişkin günübirlik tesislerden turizm sektöründe beklenen yararın sağlanamamış olması şeklindeki değişiklik gerekçesi kabul edildiğinde, kamuya ait taşınmazların günübirlik tesis yapılmak üzere tahsisinin de uygun olmayacağı ve bu durumun Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte de değişiklik gerektirdiği sonucuna varılması gerekir.
Bu durumda, idarenin dava konusu değişiklik ile tahsisli kamu taşınmazları ve özel mülkiyete konu taşınmazlar arasında ayrıma gitmesine gerekçe teşkil edecek nesnel ve teknik bir durum bulunmadığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı ve davanın reddine yönelik Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.