
Esas No: 2019/10068
Karar No: 2022/599
Karar Tarihi: 08.02.2022
Danıştay 8. Daire 2019/10068 Esas 2022/599 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/10068 E. , 2022/599 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/10068
Karar No : 2022/599
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, sahibi ve mesul müdürü olduğu … Eczanesini muvazaalı işlettiğinden bahisle 6643 sayılı Kanun'un 30/c maddesi uyarınca hakkında 180 gün süre ile sanat icrasından men cezası verilmesine ilişkin TEB 1. Bölge İstanbul Eczacı Odası Haysiyet Divanı’nın … tarih ve … sayılı kararı ile anılan kararın aynen kabul ve tasdik edilmesine ilişkin Türk Eczacılar Birliği Yüksek Haysiyet Divanı'nın … tarihli ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; İstanbul Eczacı Odasında yapılan 02/08/.2018 tarihli toplantıda davacının yazılı ve sözlü savunmasının alındığı, anılan Odaca verilen karara yaptığı itiraz üzerine de Türk Eczacıları Birliği Yüksek Haysiyet Divanının 29/11/2018 tarihli toplantısına davet edilerek avukatının da katılımıyla yazılı ve sözlü savunmasını verdiği, itiraz dilekçesindeki hususlar değerlendirildiğinde kendisine isnat edilen fiillerden haberdar olduğu anlaşılmış olup disiplin cezasının usul kuralları uyarınca verildiği anlaşılmakla birlikte, uyuşmazlıkta, muvazaanın somut delillerle ve kesin biçimde ikrar dışında kanıtlanmasının hukuken imkansız olması karşısında, emare ve karineye göre saptanması ve davalı idarece buna göre yaptırım uygulanması zorunlu olmakla birlikte, muvazaa kanaatine gerekçe olarak gösterilen davacının bölgesinde bulunan diğer eczacılar tarafından şikayet edilmesi, eczanenin kiralanması, kirası ve tadilatı konusunda çelişkili bilgiler vermesi, kendi eczanesinden bir kez kredi kartı ile alışveriş yapması, kalfanın eşine ait cep telefonu faturalarının eczane hesabından ödenmesi, eleman ilanının kalfa tarafından verilmesinin muvazaa olarak değerlendirildiği görülmekte ise de, davacının sağlık sorunları sebebiyle eczanesini İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün onayı ile görevlendirdiği mesul müdür aracılığıyla yönettiği, nakit akışı nedeniyle kalfasının eşinin cep telefonu faturasının eczacı tarafından ödenmesinin yada bir kez eczanesinde kredi kartı kullanmasının muvazaa olarak nitelendirilemeyeceği, bazı açıklamaların farklı değil, birbirini tamamlar nitelikte olduğu, kira ve tadilata ilişkin belirtilen farklı miktarların farklı değerlendirmelerden kaynaklandığı ve hayatın olağan akışına uygun şekilde açıklandığı, muvazaa iddialarını objektif bilgi ve belgelerle şüpheden uzak bir şekilde kanıtlamaya yeterli olmadığı, bu nedenle, davacının savunması alınarak usulüne uygun şekilde ceza verildiği sonucuna varılmış ise de, inceleme konusu olayda muvazaa olduğu hususunun objektif bilgi ve belgelere dayandırılmadığı sonucuna varıldığından tesis edilen işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, davalı Türk Eczacıları Birliğince İstanbul Eczacı Odasının da davaya dahil edilmesi gerekirken davaya dahil edilmediği ve anılan odanın savunmasının alınmaması nedeniyle eksik inceleme sonucunda karar verildiği ileri sürülmüş ise de davaya konu kesin işlemin Birlik tarafından tesis edilmiş olması ve Odanın, Birliği oluşturan birimlerden biri olması nedeniyle Odada bulunan tüm bilgi ve belgelere davalının da erişimi olması dolayısıyla bu iddia kararı kusurlandıracak nitelikte görülmediği, davalı tarafından ileri sürülen diğer iddiaların ise söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesince tek istinaf sebeplerinin İstanbul Eczacı Odası'nın davaya dahil edilmemesi olduğu şeklinde bir karar verilmekle birlikte esasa ilişkin olarak iddialarının geçerliliğini koruduğu, davacının hava parası olarak ödediği meblağ, eczanenin yerinin ve kalfasının nasıl bulunduğu, eczane kira bedeli gibi hususlarda çelişkili beyanlarda bulunduğu, davacının eczanesinden kredi kartı ile alış veriş yaptığı, kalfasının eşine ait cep telefonu faturasını ödediği, kalfa ilanının dahi eczane kalfası tarafından verildiği, davacının eczanenin işlemlerini yürütmek için kullandığı internet bankacılığı hesabının kontrolünün kendisinde olmadığı, bu hesaptan hiç para çekmediği, bu hesabı görmediği, bilmediği ve kontrol etmediği şeklinde beyanları olduğu, davacının eczanesine mesul müdür atamasının sorumluluklarını ortadan kaldırmadığı, aksini düşünmenin eczanenin devri anlamına geleceği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği, nitekim konu ile ilgili olarak İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünce başlatılan muvazaa incelemesi sonucunda İl Sağlık Müdürlüğü Muvazaa Değerlendirme Komisyonu tarafından davacıya ait … Eczanesi'nin muvazaalı olmadığı yönünde karar verildiğinin İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısı ile taraflarına bildirildiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 08/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.