
Esas No: 2020/438
Karar No: 2022/580
Karar Tarihi: 07.02.2022
Danıştay 4. Daire 2020/438 Esas 2022/580 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/438 E. , 2022/580 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/438
Karar No : 2022/580
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ortağı olduğu … Araştırma Danışmanlık ve Tur. Ltd. Şti.'nin vergi borçları sebebiyle şirket ortağı sıfatıyla davacının hissesi oranında alınan … tarih ve … sayılı ihtiyati haciz kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacıdan 6183 sayılı Kanunun 9.maddesi uyarınca teminat istenilmediği, sadece şirket hakkında uygulanan ihtiyati tahakkuk işlemine istinaden teminat istenmesini mucip hallerin mevcut olduğundan ve borçlunun kaçması mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimallerinin bulunduğundan bahisle, 6183 Sayılı Kanunun 13/1-3 maddeleri gereğince ihtiyati haciz kararının alındığı, her ne kadar davacı hakkında … tarih ve … sayılı işlemle ihtiyati haciz kararının alındığı dönemde davacının ortağı olduğu şirketle ilgili 30/12/2013 tarih ve 2013-A-1773/52 sayılı Vergi Tekniği Raporu dayanak gösterilerek yapılan tarhiyatlar hakkında dava açılması sebebiyle, "213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359 uncu maddesinde sayılan hallere ilişkin başlatılan incelemenin" ihtilaflı hale gelmesi ve İstanbul 11.Vergi Mahkemesince açılan davaların kabulüne ve tarhiyatların iptaline karar verilmesi sebebiyle teminat istenmesini mucip hallerin mevcut olduğu hususunun sabit olduğundan bahsedilemeyeceği, diğer yandan; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 13 üncü maddesinin 3 numaralı bendine göre ihtiyati haciz işlemi uygulanabilmesi için, maddede sayılan şartların oluşup oluşmadığının açıkça belirlenmesi gerektiği, ancak gerek dava konusu işlemde gerek davalı idare savunmalarında borçlunun kaçtığı veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimallerinin bulunduğu hususunda somut bir tespitin bulunmadığının görüldüğü, davacı hakkında ihtiyati haciz uygulanabilmesi için yasal unsurların oluşmadığı sonucuna varıldığından ve ihtiyati haczin, muhtemel kamu borçlusunun mal varlığının kamu alacağını karşılayacak kısmı üzerindeki zilyetliğinin kaldırılarak bunlara idarece el konulması anlamına geldiği, idareye ihtiyati hacze konu mal varlığının satılarak paraya çevrilmesi imkanı vermese de, davacının mal varlığı üzerinde 02/10/2013 tarihinden bu yana adeta bir tehdit unsuru oluşturduğu, uygulanan ihtiyati hacizle davacıya aşırı bir külfet yüklendiği, kamu yararı ile kişisel yarar arasında gözetilmesi gereken adil dengenin korunması gerektiği, mülkiyet hakkının kişiye, sahibi olduğu şeyi dilediği gibi kullanma ve ondan tasarruf etme, onun ürünlerinden yararlanma imkânı veren temel bir hak olduğu düşünüldüğünde, davacının ihtiyati haciz kararı sebebiyle mal varlığı üzerindeki tasarruf hakkının uzun bir süre kısıtlandırılması sebebiyle mülkiyet hakkının kullanılması sınırlandırılarak mülkiyete saygı hakkına yönelik müdahale edildiği, dolayısıyla davacı hakkında uygulanan ihtiyati haczin amacını aştığı ve Anayasal bir hakkı ihlal eder hale geldiği anlaşıldığından, dava konusu ihtiyati haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemin hukuka uygun olduğu, aksi yönde verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un “teminat isteme” başlıklı 9 uncu maddesinde; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359 uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği belirtilmiş; aynı Kanunun 13 üncü maddesinde belirtilen hallerden birsinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanunda yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemleri kamu alacağının cebren tahsil ve takibine yönelik bir işlemler olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağının tehlikeye girmesini engellemeye yönelik, dolayısıyla amme alacağını koruyucu niteliği bulunan işlemlerdir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının ortağı olduğu ... Araştırma Danışmanlık ve Tur. Ltd. Şti. hakkında 2010, 2011 ve 2012 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile şirketin incelenen dönemlerde hizmet ifasına dayanan gerçek anlamda bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, düzenlediği faturaların sahte faturalar olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılarak, şirket hakkında düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı Vergi İnceleme Raporları dayanak gösterilerek şirket hakkında tarhiyatlar yapılması üzerine … Vergi Mahkemesinde …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … Esas sayılı dosyalarında tarhiyatların iptali istemiyle açılan davalarda tarhiyatların dayanağı … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun tebliğ edilmemesi sebebiyle savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Mahkemesince davaların kabulüne ve tarhiyatların iptaline karar verildiği, Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından yerel mahkeme kararlarının bozulduğu, bu arada davalı idarece 2010, 2011, 2012 dönemlerine ait tarhiyatlara ilişkin yeniden ihbarnameler düzenlenerek davacıya tebliğ edilmesi üzerine … Vergi Mahkemesince ikinci kere düzenlenen ihbarnameler dava konusu edilerek tarhiyatların iptali istemiyle …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … Esas sayılı dosyalarda davalar açıldığı, Mahkeme tarafından bir kısım davalar hakkında kısmen kabul, kısmen ret bir kısmı hakkında dava ret kararları verildiği, söz konusu kararların Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından bir kısmının onandığı, bir kısmının kısmen onanıp, kısmen bozulduğu, davalı idarece iki no'lu ihbarnameler düzenlenerek şirkete 16/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, iki no'lu ihbarnamelere karşı dava açılmayarak kesinleşmesi üzerine şirket hakkında ödeme emri düzenlendiği, şirket hakkındaki ödeme emrinin iptali istemiyle ...Vergi Mahkemesinde … Esas sayılı dosyada açılan davanın reddine karar verilerek amme alacağının kesinleştirildiği görülmüş olup, davacının ortağı olduğu … Araştırma Danışmanlık ve Tur. Ltd. Şti. hakkında ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemi uygulanması yönünde Marmara Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında şirket ortakları hakkında da hisseleri oranında ihtiyati haciz kararı alınması gerektiğinin belirtilmesi üzerine … tarih ve … sayılı işlemle şirket ortağı olan davacı hakkında %80 hissesi oranında ihtiyati haciz kararı alındığı anlaşılmıştır.
Kamu borçlusu teriminin; kamu alacağını ödemek zorunda olan gerçek veya tüzel kişiler yanında kişilerin kanuni temsilcileri, mirasçıları vergi mükellefleri, vergi sorumluları, kefil ve yabancı şahıs kuruluşların temsilcilerini ifade ettiği, 6183 sayılı Kanunun "Kanundaki Terimler" başlıklı 3 üncü maddesinde açıklanmıştır. Buna göre ihtiyati haciz kararının muhatabı kamu borçlusudur. İhtiyati haciz işlemi de amme alacağının korunması amacına yönelik bir işlem olduğundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesi, 6183 sayılı Yasanın da 35 inci ve mükerrer 35 inci maddesi uyarınca şirket kanuni temsilcileri yanında, şirket ortaklarının da şirketteki sermayesi oranı göz önünde bulundurularak ihtiyati haciz aşamasından sorumlu tutulmalarında yasal bir engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla 6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde sayılan hallerden birisinin varlığı halinde, asıl vergi borçlusu şirketin ortağı veya kanuni temsilcisinin varlığına ihtiyati haciz kararı alınabileceği, açıktır.
Bu durumda; davacının ortağı olduğu şirketin vergi borcunun güvence altına alınabilmesi için, hakkında ihtiyati haciz kararı uygulanması mümkün olmakla birlikte, Vergi Mahkemesince kamu alacağının borçlusu limited şirketin ortağı olan davacı hakkında ihtiyati haciz yoluna gidilmesini gerektiren 6183 sayılı Kanunda belirtilen hallerin bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ortak olan davacı hakkında belirtilen gerekçeyle verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.