
Esas No: 2018/4675
Karar No: 2022/382
Karar Tarihi: 03.02.2022
Danıştay 3. Daire 2018/4675 Esas 2022/382 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/4675 E. , 2022/382 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4675
Karar No : 2022/382
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı/...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : 1. ...İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketi
2. ...Bilgi Veri Otomasyon Temizlik Sağlık Hizmetleri Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adi ortaklık adına, alımlarının bir kısmının sahte faturalarla belgelendirdiği yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak sözü edilen faturalara konu indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca 2011 yılının Mayıs ila Temmuz dönemleri için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı ortaklığın faturalarını kayıtlarına aldığı mükellef hakkındaki saptamalar, düzenlediği faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını gösterdiğinden, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, kesilen özel usulsüzlük cezasında ise hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden dava reddedilmiş, özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararının; özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusu kararın değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 44. maddesi hükmüne göre, katma değer vergisinin prensip olarak vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacağı ancak, bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlarda katma değer vergisi tarhiyatının muhatabının kimler olacağı anılan maddede iki bent halinde ayrıca gösterildiği, tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklarda mükellefiyetin, bütün ortakları kapsayacak şekilde, tek bir hesap üzerinden tesis edileceği, eğer katma değer vergisi mükellefi bir adi ortaklık ise, katma değer vergisinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap olacağı, zira, katma değer vergisinde adi ortaklığın müstakil bir birim ve mükellefi teşkil edeceği ancak, ortaklığın ayrı tüzel kişiliği olmadığından, vergi borcuna muhatap olma ve ödeme mükellefiyetinin ortaklara düşeceği, sözü edilen yasal düzenlemeyle, tarhiyata muhatap olarak kimin alınacağı hususunda doğabilecek duraksamaları gidermek bakımından, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin tarhiyatın muhatabı olacağı hükmünün getirildiği, dava konusu olayda, müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına ihbarname düzenlenmesinin anılan Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediği gerekçesiyle davacı istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının, bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra cezalı vergi kaldırılmıştır.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Adi ortaklığı oluşturan kişilerden herhangi birinin tarhiyata muhatap olacağı yönündeki madde metninin ortaklardan her birinin borcun tamamından sorumlu olacağı anlamına geldiği, adi ortaklığın tarhiyata muhatap olmayacağı şeklinde yorumlanmaması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.