4. Hukuk Dairesi 2018/774 E. , 2018/2650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 10/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının atık suyun önlenmesi için gerekli imalat bedeline ilişkin talebi konusunda davanın konusu kalmadığından, bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, istinat duvarının imalat bedeli olan 23.870 TL"nin 10/02/2015 dava tarihinden itibaren davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair verilen 07/03/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... ve ... Apartmanı yönetimini temsilen Mustafa Güçlü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının atık suyun önlenmesi için gerekli imalat bedeline ilişkin talebi konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, istinat duvarının imalat bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve davalı ... Apartmanı Yönetimini temsilen Mustafa Güçlü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin 06/11/2015 tarih ve 2015/75 esas, 2015/452 sayılı kararı, Dairemizin 24/03/2016 tarih ve 2016/2280 esas, 2016/3857 karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup; bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında 07/03/2017 tarihli dilekçe ile tazminat istemi ıslah edilmiştir.
Mahkemece, bozma sonrası bilirkişi raporu alınmış, dava ve ıslah dilekçeleri ile talep edilen maddi tazminat isteminin ödetilmesine karar verilmiştir.
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnası olup, 1086 sayılı HUMK"un 83 ve devamı maddelerinde, 6100 sayılı HMK"nın 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılması gerektiği öngörülmüş, 04/02/1948 tarih ve 1944/10 esas 1948/3 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilmiştir. Şu durumda bozma ilamından sonra yapılan ıslah ile artırılan maddi tazminat miktarı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yasal düzenlemeye ve İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/04/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin değerli çoğunluğu tarafından, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına dair içtihadı birleştirme kararına aykırılıktan dolayı, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş, bozma nedenine göre diğer temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bilindiği üzere;
6100 sayılı HMK"na 31/03/2011 tarihinde eklenen geçici 3. maddesiyle“Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüştür.
Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasının sürdürüleceği şeklinde düzenleme yer almıştır.
Değişiklikten önceki HMK"nın 439. maddesinde, temyiz mahkemesi iki tarafın temyiz ve cevap dilekçelerinde yazılı bütün itiraz ve savunmalar hakkında gerekçe göstererek ret veya kabul şeklinde karar verip, bunları kararına yazmak zorunda olduğu gibi, temyiz mahkemesinin tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü sebeplerden ötürü de temyiz edilen kararı bozabileceği hükmü yer almaktadır..
6100 sayılı HMK"nın 369/1. maddesinde ise; Yargıtay’ın, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre, temyiz sebebi olarak ileri sürülmese dahi, incelenmesi gereken hususlar söz konusudur.
Özellikle HMK"nın değişiklikten önceki 439. maddesi dikkate alındığında, tarafların temyiz itirazlarının Yargıtay ilamında karşılanması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılarca temyiz edilmiştir. Dairemiz çoğunluğunca, bozmadan sonra ıslah olamayacağı gerekçesi ile karar bozulmuş, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığı vurgulanmıştır.
Usule ilişkin bozmalarda, çoğu zaman tarafların diğer temyiz itirazları incelenmeyebilir. Ancak, eldeki davada ıslah sadece dava dilekçesindeki miktarın artırılması istemine ilişkin olup davalıların husumet, hesap unsurları gibi başkaca temyiz itirazları mevcuttur. Bu itirazlar dava dilekçesindeki miktarları da kapsadığından incelenmelidir. Bu haliyle bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına katılmakla birlikte diğer temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle Dairemiz çoğunluğunun görüş ve kararına bu yönüyle katılmıyoruz.04/04/2018