Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.
Somut olayda, alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile takibe başlandığı, örnek 10 no"lu ödeme emrinin 14.04.2005 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK"nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 16.06.2006 tarihinde mahkemeye başvurarak, borca itiraz ettiği görülmüştür.
Her ne kadar 15.06.2006 tarihinde borçluya yenileme dilekçesi tebliğ edilmiş ise de yenilemenin tebliği daha önce kesinleşen takibe yönelik olarak borçluya yeni bir itiraz hakkı doğurmaz.
O halde, mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de; borçlu icra mahkemesine başvurusunda "alacaklıyı tanımadığını, kendisine herhangi bir borcu olmadığını" belirterek itiraz ettiği görülmektedir. Başvuru bu hali ile İİK"nun 169/a maddesinde düzenlenen borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın borçlu tarafından anılan maddenin 1.fıkrası uyarınca "resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı" zorunludur. Borçlu bu nitelikte bir belge sunmadığına göre borca itirazın reddi gerekir. İmzaya itirazın açıkça yapılması gerekip, mahkemece başvurunun imzaya itiraz olarak vasıflandırılması doğru değildir.
Öte yandan, mahkemenin başvuruyu imzaya itiraz olarak vasıflandırması doğru kabul edilse bile, İİK"nun 170 ve aynı Kanun"un 68/a maddeleri uyarınca yapılacak imza incelemesi sonucunda oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, anılan madde hükümlerine aykırı olarak ve herhangi bir yasal dayanağı bulunmayan şekilde alacaklı vekiline ihtarlı davetiye tebliğ edilerek, tebligata rağmen gelmediği nedeni ile itirazın kabulü yönünde hüküm tesisi yasaya aykırıdır.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.