4. Hukuk Dairesi 2016/8249 E. , 2018/2896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... İnşaat ve San. Tic. A.Ş. aleyhine 04/09/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı şirket tarafından yapılan harfiyat çalışması sırasında toprak kayması meydana geldiğini ve isale hattına zarar verildiğini belirterek, uğranılan zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 07/09/2015 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminata malzeme bedeli ve işletme zararının yanı sıra işçilik giderinin de dahil edildiği, mahkemece bu şekilde bulunan miktara hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, haksız fiil sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını isteyebilir. Davacı bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının kendi işçileri ve araçlarına ilişkin giderleri, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır.
Dosya içeriğinden, alacak olarak istenilen bedelin bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçi ve vasıta giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, davacı şirket tarafından dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutulup, ... temin edilerek harcama yapıldığının kabulü ile işçilik ve ... giderlerine ilişkin zararlarına da hükmedilmesi doğru olmamış, kararın gösterilen nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Dosya kapsamından; davalı şirketin, dava konusu taşınmaz üzerinde ... Belediye Başkanlığı"ndan alınan 10/05/2007 tarihli yapı ruhsatı uyarınca inşaat çalışmasının bulunduğu, aynı taşınmaz üzerinde davacı ... lehine 21/09/2007 tarihinde tapuya şerh verilmiş olan irtifak hakkı tesisinin bulunduğu, davalı şirketin, yapı ./..
ruhsatının alındığı tarih itibariyle irtifak hakkı henüz tesis edilmemiş olduğundan dava konusu olayda kusurunun bulunmadığını savunduğu, mahkemece taraflar arasında kusur ve zarar miktarının belirlenmesine ilişkin olarak alınan 14.01.2014 tarihli ilk bilirkişi raporunda, davalı şirketin, davacı ..."ne proje alanında isale hattının bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir yazılı başvurusuna rastlanmadığı gerekçesiyle meydana gelen hasardan sorumlu olduğunun belirtildiği, 02/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise, taşınmaz üzerinde ..."nün proje onayı sırasında irtifak hakkı tesisi ile ilgili olarak gerekli açıklamayı yapması gerekirken taşınmazdan geçen boru ile ilgili olarak herhangi bir açıklama yapmamasının önemli bir eksiklik olduğu ve bu nedenle davacı ..."nün olayda % 50 oranında kusurlu olduğu, davalı şirketin ise, taşınmazın tapu kayıtlarında davacı lehine konulmuş irtifak hakkı olduğunu görerek gerekli önlemleri almadan kazı işlemine başlamış olması nedeniyle % 50 oranında kusurlu bulunduğu görüşünün bildirildiği, mahkemece her iki rapor arasındaki mübayenetin giderilmesi amacıyla alınan 07/09/2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, davacı ..."ne % 50 kusur izafe eden 02/05/2014 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmenin yerinde olmadığı, davalı şirketin davacı ... tarafından onaylanmış bir projeyi dosyaya sunmadığı, ... Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenmiş 10/05/2007 tarihli inşaat ruhsatının mevcut olduğu, eğer ki 10/05/2007 tarihli inşaat ruhsatı, ... tarafından onaylanmış bir projeye dayalı olarak düzenlenmiş ise ..."nün onayının bu tarihten önce olması gerektiği, ancak bu tarihte hasarın meydana geldiği parsel üzerinde irtifak tesisinin mevcut olmadığı, bu nedenle davacı ..."nün proje onayında o tarihte mevcut olmayan irtifak tesisini belirtmediği gerekçesiyle % 50 kusurunun benimsenmesinin yerinde olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı şirket tarafından ... Belediye Başkanlığı"ndan alınan 10/05/2007 tarihli yapı ruhsatı ile inşaata başlanmasının mümkün olup olmadığı, ruhsatın alınması aşamasında İlçe ya da Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nda ruhsatın ve projenin onay aşamasının bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların kusur durumuna ilişkin olarak alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekir. Mahkemece, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile sonucu verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1 ve 2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.