7. Hukuk Dairesi 2015/16369 E. , 2015/7931 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Alanya İş Mahkemesi
Tarihi : 16/12/2014
Numarası : 2014/747-2014/1079
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen Direnme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu ve Dairemizin 6352 sayılı Kanun"un 40.maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dairemiz ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, dava ile istenmeyen ücret alacağının ıslah ile istenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dairemizin “ ...1086 sayılı HUMK.nun 74, 6100 sayılı HMK.nun 26. maddelerinde açıkça belirtildiği üzere “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Taleple bağlılık kuralı gereği hakim davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacaklar ile bağlı olup daha fazlasına hükmedemez.
HMK"nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak, davacı peşin harç yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talep de bulunması hallerinde ise bir ek dava olarak nitelendirilme hali olayımız dışındadır.
Somut olayda davacı dava değerini 800,00 TL olarak belirlemiş, dava dilekçesi ile bunu 200,00 TL. kıdem tazminatı, 200,00 TL. ihbar tazminatı ile 100,00 TL. fazla mesai, 100,00 TL. yıllık izin, 100,00 TL hafta tatili ve 100,00 TL genel tatil alacakları olacak şekilde sınırlandırmıştır. Davacının saydığı alacaklar içerisinde ücret alacağı bulunmamaktadır. Oysa davacı dava esnasında davayı ıslah ederek, dava dilekçesi ile talep etmemiş olduğu ücret alacağını ıslah dilekçesi ile talep etmiştir. Davacının yapmış olduğu bu ıslah 6100 sayılı HMK 181 maddesi anlamında davanın kısmi ıslahı olup, dava dilekçesi ile talep edilmemiş bir alacağın, ıslah dilekçesi ile talep edilmesi mümkün değildir. Dava tümden ıslah edilmediği gibi ıslah harcı ile birlikte başvuru harcı yatırılmadığından dilekçenin bir ek dava dilekçesi olarak kabulü de mümkün değildir. Bu alacak hakkında dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla ücret alacağına ilişkin ıslah isteminin reddine karar vermek gerekirken bu alacak hakkında hüküm kurularak ıslaha değer verilmiş olması isabetsiz olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile verdiği bozma kararının usul ve yasaya uygun olmasına ve özellikle davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile talep ettiği ücret alacağına ilişkin olarak başvuru harcı yatırarak ıslahı ek davaya dönüştürmediğinin anlaşılmasına yerleşik uygulamanın da bu yönde bulunmasına göre direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli YARGITAY HUKUK GENEL KURULU"NA GÖNDERİLMESİNE, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.