Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 17.1.2008 tarih ve 2007/22305- 2008/410 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili, sulh hukuk mahkemesinin temerrüt nedeniyle kiralanan otelin tahliyesi ve kira alacağının tahsiline ilişkin ilamına dayanarak borçlu şirket hakkında 30.5.2001 tarihinde ilamlı icra takibi başlatmıştır. Tahliye ilamı Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bozulmuş ise de mahkemece bozmaya uyularak yeniden 15.7.2003 tarihinde tahliye hükmü verilmiştir.
Alacaklı vekilince takip yenilenmiş ancak borçlu şirkete tahliye için süre verilmesi, dosyanın takipsiz bırakılması gibi nedenlerle tahliye gerçekleştirilememiştir.
Borçlu vekili taraflar arasında yapılan ve imzası inkar edilmeyen protokol hükümlerine göre yeni bir kira akti yapıldığını, infazda tarafların anlaştığı ve ilam haricinde yeni bir hukuki durum meydana geldiğini ilamın infazının istenemeyeceğini iddia ederek tahliyenin infazına yönelik icra müdürlüğünün 17.10.2007 tarihli kararının iptalini talep etmiştir.
Bu talep, İİK.nun 26. maddesinin birinci fıkrasının göndermesi ile uygulanması gerekli İİK. 24. maddesinde öngörülen icranın geri bırakılması niteliğindedir.
Taraflar arasında imzalanan 24.11.2006 tarihli protokol aynı gün icra müdürlüğüne ibraz edilmiş olup bu protokol, alacaklı vekili, icra müdürü ve borçlu şirket temsilcisi huzurunda imzalanan tutanakta belirtilmek sureti ile İİK. 41. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK. 33. maddesinin birinci fıkrasında yazılı icra dairesi önünde ikrar olunmuş senet niteliği kazanmıştır. Söz konusu porotokol hükümleri incelendiğinde borçlu şirketin otele yaptığı iyileştirme ve imalatlardan doğan alacağı ile kira borçlarının takas ve mahsubunun kabul edildiği, otelin alacaklı tarafça 15.1.2007 tarihinde satılacağı satış tarihine kadar borçlu şirketin oteli işletmesi ve satış olduğunda tahliye etmesinin karara bağlandığı görülmektedir. Ayrıca porotokolde "satışın yapılmaması halinde ek protokol ile kira bedeli karşılığında taraflarca yeniden kullanma süresi taahhüt alınarak belirlenecektir" hükmüne de yer verilmiştir. Protokolde "genel amaç olarak ortaya atılan uzlaşma fikri sonucunda taraflar nihai uzlaşmaya vardığından derdest olan karşılıklı davalardan iki tarafın da vazgeçeceği takip dosyasına verilecek taahhüdün iş bu protokol hükümlerinin yerine getirilmesi sonucu geçerlilik kazanacağı konusunda da anlaşmaya varılmıştır" Ancak takibe konu otel alacaklı idarece 15.1.2007 tarihinde satılamamış olup satışın yapılamaması halinde imzalanması gereken ek porotokol de imzalanmamıştır. Alacaklı vekili 6.8.2007 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak tahliye işleminin yapılmasını talep etmiştir.
Alacaklı vekili 24.11.2006 tarihli protokolü kabul etmiş ancak portokolde yazılı yükümlülüklerin borçlu tarafından yerine getirilmediğini ileri sürmüştür. Şu halde anılan porotokolün İİK. 33. maddesi gereğince uyuşmazlığın hallinde delil olarak ele alınmasında yasaya aykırı bir yön yoktur. Protokol hükümlerine göre tarafların karşılıklı davalarından vazgeçtiği, alacaklarının karşılıklı takas ve mahsubunun kabul edildiği gözönüne alınarak protokolün tüm hükümlerinin birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde icranın geri bırakılması niteliğinde olduğu görülmüştür. Bu nedenle yukarıda yazılı ilkeler gözönüne alınarak mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.1.2008 tarih ve 2007/22305 E., 2008/410 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/05/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.