3. Hukuk Dairesi 2017/1144 E. , 2019/420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının, mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl alacağa yönelik kısmi itirazın iptali davasının reddine ve işlemiş faize ilişkin itirazın iptali davasının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyizi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının aleyhine ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/11 E 2011/515 K sayılı dava ile el atmanın önlenmesi davası açtığını, mahkemenin davayı kabul ettiğini ve bu ilam doğrultusunda davalının vekiline 09/03/2012 tarihinde ödeme yapıldığını, Yargıtay tarafından bahsi geçen ilamın bozulması sonucu bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ödenen bedelin iadesi için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının 09/03/2012 tarihinde ödenen asıl alacak ve faiz tutarı olan 41.252,76 TL yi kabul ettiğini ancak ödeme tarihinden takip tarihine kadar işleyen faizden de sorumlu olduğunu, davalının ödenen bedeli kullandığını, sebepsiz zenginleşmiş olduğu için faizden de sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davalının ancak ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/11 E 2011/515 K sayılı dosyasında hükmedilen asıl alacak ve faiz toplamı olarak yapılan 41.252,76 TL ödemenin iadesini talep edebileceğini, temerrüde düşürülmediklerini ve bu nedenle de ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini, faiz işletilebilse dahi faiz başlangıç tarihinin ancak davanın reddine dair kararın kesinleşme tarihi olabileceğini, bu durumda da ödenen faize faiz işletilemeyeceğinden ayrım yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalıya yapılan ödemenin tümünün 41.252,78 TL olduğu ve davalının uhdesine geçmesi sebebiyle 3.647,90 TL nin faiz miktarı denerek asıl alacaktan ayrılamayacağı, bu nedenle de ödenen toplam bedel davalının kabulünde olduğundan davacının asıl alacağa yönelik itirazın iptali talebi bakımından hukuki yararının bulunmadığı, davalının temerrüde düşürülmesi gerekmemekle ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği ve ödeme tarihi olan 09/03/2012 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 10127,56 TL olduğu gerekçesiyle asıl alacağa yönelik itirazın iptali davasının reddine, işlemiş faizle ilgili itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile 10.127,56 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline ve takibin davalı ile ilgili olarak bu miktar işlemiş faiz üzerinden devamına, icra inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalının faize ilişkin temyiz itirazları bakımından değerlendirme yapılacak olursa; bu bakımdan somut uyuşmazlık, davacının mahkeme kararına dayalı olarak ödediği ve bu şekilde davalının uhdesine geçen paranın mahkeme kararının bozulması nedeniyle geri alınması amacına yönelik olarak başlatılan takip doğrultusunda faiz alacağının bulunup bulunmadığı ve faiz talep edilebilir ise hangi tarihten itibaren faiz işletilebileceğine ilişkindir. Davacı, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/11 E 2011/515 K sayılı dosyasında hükmedilen asıl alacak ve faiz toplamı olarak 41.252,76 TL"yi davalı vekiline 09/03/2012 tarihinde ödemiştir.
Türk Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 77 vd. (BK"nın 61 vd. ) maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşenin aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu söz konusu olur.
Sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun, yani sebepsiz zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. TBK"nın 117/2.maddesine göre; sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır. Davalının parasal hakları mahkeme ilamına bağlı olarak ödenip ödeme anında temerrüde düştüğü düşünülemeyecektir. Davalı, mahkeme kararının kesinleştiği tarihe kadar iyiniyetlidir. Dolayısıyla, faizin başlangıç tarihi davanın reddine dair ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşme tarihi olup, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada; davalının (yani iade borçlusunun) temerrüt tarihi, davalının 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada verilen red hükmünün kesinleştiği tarih kabul edilerek; faizin, ödenen toplam bedel yani sebepsiz zenginleşme tutarı olan 41.252,78 TL üzerinden ve kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken, mahkemece ödeme tarihinden itibaren faiz hesabı yapılan bilirkişi raporuna dayanılarak 10.127,56 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.