8. Hukuk Dairesi 2016/21080 E. , 2016/16944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
... ile Kahramanmaraş Onikişubat Belediyesi aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 11.02.2016 gün ve 98/54 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; müvekkilinin 1986 tarihli satım sözleşmesi ile dava konusu 100 m2 arsayı satın aldığını ve üzerine 2 katlı ev yaptırdığını, müvekkilinin bu evde 29 senedir oturmakta olduğunu, Onikişubat Belediyesi"nin müvekkiline dava konusu yerin kamulaştırıldığını bildirdiğini, yapılan araştırmada Belediye"nin burayı yeşil alan yaptığını ve müvekkile hiç bir bilgi vermediğini, müvekkilinin bu ev üzerindeki ve arsa üzerindeki mülkiyetinin tesbitine karar verilmesini ve yapılan bir kamulaştırma işlemi varsa bunun ücretinin dava sonuçlanıncaya kadar depo edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Belediye vekili, müvekkilinin husumet ehliyeti bulunmadığını bu nedenle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile bilirkişiler Mehmet Kazancı ve Meltem Ganidağlı"nın rapor ve krokilerinde (A) harfi ile gösterilen taşınmazda bulunan; 2. sınıf (B) grubu yapı niteliğinde Zemin Kat, 2. sınıf (B) grubu yapı niteliğinde 1. Kat, 2. sınıf (B) grubu yapı niteliğinde Teras kat ile bina ve ağaçların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
./.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).
Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak, yukarıda bahsi geçen durumlardan herhangi birisi olmadığı gibi davalı Oniki Şubat Belediyesi ve K.Maraş Büyükşehir Belediye"sinin herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadığı da sabittir.
O halde, mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan nedenlerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 673,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.