21. Hukuk Dairesi 2016/9400 E. , 2017/420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 289.602,96TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24/01/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asıl ile Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek ve aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 04.08.2000 tarihinde gerçekleşen iş kazasına dayanan %44,2 oranındaki maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda 239.602,96 TL maddi tazminatın 500,00TL"sinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, kalan kısmının talebe bağlı kalınarak faiz yürütülmeden ve 50.000 TL Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının 04.08.2000 tarihinde gerçekleşen iş kazası nedeniyle % 44,2 oranında malul olduğu, iş kazası nedeniyle davalı işveren şirketin % 70, davacının ise % 30 oranında kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, davacı vekilinin 06.01.2005 tarihli dava dilekçesi ile, 500 TL maddi tazminat talep ettiği, birleşen davada 150.000 TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, 09.03.2011 tarihli hesap raporu doğrultusunda davacının maddi tazminat istemini 14.03.2011 tarihli dilekçesiyle 376.358,24 TL’ye arttırdığı, talep artırım dilekçesinin davalıya tebliğinden itibare davalı vekilinin süresinde zamanaşımı def"inde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık bu tür davalarda T.B.K" nın 146.maddesi (B.K.’nun 125.md) gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Davaya konu olayda davacının iş kazası neticesinde gerçekleşen maluliyetinde değişen durum olmadığı açıktır.
Somut olayda maddi tazminatın 06.01.2005 tarihli dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutularak kısmi dava olarak talep edildiği ortadadır. Bu duruma göre zamanaşımı süresi dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat yönünden dava tarihi itibariyle kesilerek, bakiye alacak miktarı yönünden işlemeye devam edecektir.
Hal böyle olunca, davacı vekilince sunulan 14.03.2011 tarihli ıslah dilekçesi niteliğindeki talep artırım dilekçesine karşı davalı vekillerince süresi içinde sunulan zamanaşımı def"inin değerlendirilerek, maddi tazminat istemine ilişkin dava dilekçesinde talep edilen miktarla sınırlı olarak bir karar verilmesi gerekirken; ıslah edilen kısmı da kapsayacak şekilde maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 1.480.00.TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.