14. Hukuk Dairesi 2018/5404 E. , 2019/7200 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/05/2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/03/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 362, 477, 478, 482, 521, 522, 524 ve 1143, parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalı davanın reddini savunmuş; davalı ... 478 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ahırın, davalı ... ise dava konusu 1143 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev ile 362 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ağaçların kendilerine ait olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... ve davalı ... temyiz etmiştir.
1) Hükmü temyiz eden davalı ...’a, gerekçeli karar 15.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra 24.07.2017 tarihinde, davalı tarafından hüküm temyiz edilmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2) Davalı ... ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; kayıt maliki Osman oğlu ... mirasçılarından ...’ın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.09.2007 tarih, 2006/9 Esas, 2007/182 Karar sayılı ve 17.10.2007 tarihinde kesinleşen kararıyla gaipliğine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun kapsamında gaip kişilerin mal varlıkları üzerindeki hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere adı geçene kayyım tayin edilmek üzere ilgilisine yetki ve süre verilerek atanacak kayyımın davaya dahil edilmesi gerekir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın süresi geçirilen temyiz dilekçesinin REDDİNE; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.