
Esas No: 2021/39906
Karar No: 2022/9343
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39906 Esas 2022/9343 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/39906 E. , 2022/9343 K."İçtihat Metni"
KARAR
Göçmen kaçakçılığı yapma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/11/2020 tarihli ve 2020/265 soruşturma, 2020/938 esas, 2020/911 sayılı iddianamenin iadesine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2020 tarihli ve 2020/525 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 09/04/2021 tarihli ve 2020/464 değişik ... sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17/09/2021 gün ve 2021/94589 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “ Benzer bir olaya ilişkin olarak ... 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
... 2. Asliye Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gözetilerek, şüphelinin tüm aramalara rağmen bulunamadığı, 14/10/2019 tarihinde şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği ve iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesinde, kanun koyucu, kanunun kapsamını; ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenlemek şeklinde belirtmiştir. Ceza yargılaması içerisinde iddia faaliyetini yürüten savcılık makamını ülkemizde Cumhuriyet Başsavcılıkları temsil etmektedir. Cumhuriyet Savcısının soruşturma aşamasındaki bazı görev ve yetkileri de CMK'nın 160 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Yürüttüğü soruşturmadan bir sonuç çıkartmak görevi olan savcı, CMK'nın 170/2. maddesine göre “soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenler” şeklindeki düzenlemeden Cumhuriyet savcısının yaptığı soruşturma neticesinde çıkardığı sonuçlardan birinin iddianame düzenlemek olduğu anlaşılmaktadır.
CMK'nın tanımlar başlıklı 2. maddesinden; soruşturma aşamasının, Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, kovuşturma aşamasının ise iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi kapsadığı anlaşılmaktadır. O halde iddianamenin düzenlenip mahkemeye verilmesinden mahkemece iddianamenin kabulüne kadar geçen süre de soruşturma aşaması içerisinde kabul edilmelidir.
CMK'nın 174. maddesinde iddianamenin iadesi müessesesi düzenlenmiştir. Bu kurumla, kamu davasının açılmasından evvel kanuni şartları taşımayan, yeterli bilgileri içermeyen ve hatalı düzenlenen iddianamelerin bir nevi süzgeçten geçirilip filtrelenerek yargının faaliyetinin hızlandırılması, makul sürede yargılamanın gerçekleştirilmesi, gereksiz davaların önüne geçilmesi, lekelenmeme hakkının korunması amaçlanmaktadır.
CMK'nın 174/2. maddesinde ise açıkça; suçun hukuki nitelendirmesi nedeniyle iddianamenin iade edilemeyeceği belirtilemektedir. Ceza muhakemesinde yaptığı soruşturmadan sonuç çıkarma görevi olan Cumhuriyet Savcısının, sonuç çıkarma aşamasında suçun hukuki niteliğini takdir etme hakkı da bulunmaktadır. Buna göre yapılan soruşturma sonucunda, tipik fiilin, Kanun’un hangi maddesindeki suçu oluşturduğunu Cumhuriyet Savcısı gösterecek, ancak hakim, bu gösterim ile bağlı olmayacaktır. Hakim, hükmünü, CMK’nın 225/1. maddesine göre; iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verecektir. Hakimin, Cumhuriyet Savcısının yaptığı nitelendirme ile bağlı olmadığı için iddianameyi bu yönde de iade edemeyeceği CMK’nın 174/2. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
CMK’nın 174. maddesinde iddianamenin iadesi sebepleri sınırlı sayıda gösterilmiştir. Bu sebepler dışında iddianamenin iade edilmesi ceza adalet sistemimizde kabul edilmemiştir. CMK’nın 174/1-b maddesinde suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin de iade edileceği kuralı getirilmiştir. Bu düzenlemeden hareket ederek şüpheli ifadesinin suçun sübutuna etki edecek mutlak bir delil olup olmadığı ve bu eksikliğin anılan bu madde kapsamında iade nedeni olup olmadığı hem uygulamada hem de doktrinde tartışma konusudur. Toplanması gereken mevcut bir delil, delil yasaklarıyla mahdut, hukukun izin verdiği sınır içerisinde, fiilen ele geçirilmesi de mümkün olan delil manasındadır. Cumhuriyet Savcısının tüm çabalarına rağmen toplanamayan delilden dolayı iade de mümkün olmayacaktır.
Somut olayda; şüpheli ... hakkında göçmen kaçakçılığı yapma suçundan yürütülen soruşturmada; polnet kayıtlarında şüphelinin en son 08/11/2016 tarihinde ülkemizden çıkış yaptığı ve giriş-çıkış kayıtlarında herhangi bir ad soyad değişikliği de bulunmadığının tespit edildiği, soruşturma savcısının mevcut bilgilere göre şüphelinin ifadesinin alınması amacı ile yakalama kararı verilmesi için Sulh Ceza Hakimliğine başvurduğu ve bu başvuru neticesinde, ... Sulh Ceza Hakimliğince, şüpheli hakkında 14/10/2019 tarihinde, ifade alınmasına yönelik yakalama kararı verildiği, soruşturma savcısının yakalama kararının infazını yaklaşık 1 yıllık makul sayılabilecek bir süre bekledikten sonra iddianame tanzim ederek uyuşmazlığın yargı makamı önüne taşındığı, Mahkemenin ise düzenlenen iddianamenin şüphelinin ifadesinin alınmaması açısından iadesine karar verdiği, Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianamenin iadesine ilişkin karara süresi içerisinde itiraz ettiği, vaki itirazın bu itirazı incelemekle yetkili ve görevli ... Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiği,
Yukarıda yapılan açıklama ışığında; Cumhuriyet Savcısının soruşturma dosyası içerisinde şüpheli ifadesinin temini için gerekli araştırma ve soruşturma faaliyetlerine başvurmasına rağmen şüpheli ifadesinin temin edilemediği, Sulh Ceza Hakimliğinden bu konuda yakalama kararı aldığı ve bu kararın infazının da makul bir süre beklendiği buna rağmen şüphelinin yakalanamadığından dolayı ifadesinin alınamadığı,şüpheli hakkında kamu davasının açılması için yeterli şüphenin bulunması karşısında iddianamenin iadesi kararı ve bu karara yapılan itirazın reddi kararı hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... Ağır Ceza Mahkemesinin 09/04/2021 tarihli ve 2020/464 değişik ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.