
Esas No: 2022/3634
Karar No: 2022/9344
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/3634 Esas 2022/9344 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/3634 E. , 2022/9344 K."İçtihat Metni"
KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/01/2021 tarihli ve 2021/62909 soruşturma, 2021/4312 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/04/2021 tarihli ve 2021/2955 değişik ... sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14/01/2022 gün ve 2021/155917 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “ 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müşteki ile şüphelilerin komşu oldukları, şüphelilerin gece geç saatlerde sürekli gürültü yapmaları ve yüksek sesle konuşmaları nedeniyle müştekinin birçok kez kolluk güçlerine ihbarda bulunduğu, müştekinin süreklilik arz eden yüksek gürültü nedeniyle sağlığının bozulduğu, apartmanda bulunan diğer şahısların da şüphelilerin benzeri eylemlerinden dolayı rahatsız oldukları iddia edilen olayda müştekinin şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı ve soyut iddia dışında delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Gürültü" başlıklı 36. maddesinde yer alan, "Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir." şeklindeki düzenlemede, ses düzeyi hakkında sınır değerin aşılıp aşılmadığının teknik araçlarla denetimi gerekmeyen, komşuların neden olduğu gürültü gibi başkalarının huzur ve sükununu bozacak eylemler nedeniyle idari yaptırım uygulanabileceğinin yer aldığı,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "kişilerin huzur ve sükununu bozma" başlıklı 123. maddesinde yer alan, "Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklindeki düzenlemede ise korunan hukuki yararın kişi özgürlüğü ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi olduğu, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapılmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesinin gerekli olduğu,
Benzer bir olaya ilişkin ... 2. Ceza Dairesinin 07/10//2021 tarihli ve 2021/711 esas, 2021/16300 karar sayılı ilamında yer alan, "..Yargılamaya konu olayda, tarafların aynı apartmanda oturan komşu oldukları, sanığın gece geç saatlerde alkollü olarak bağırmak, yüksek sesle müzik açmak, balkon demirlerine vurmak suretiyle gürültü yaptığı ve kapıları sert biçimde açıp kapatmak suretiyle rahatsız ettiğinin ve bu eylemlerinin süreklilik arz ettiğinin tanık beyanlarıyla da sabit olduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki atılı suçun oluşmadığına yönelik bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.." şeklindeki açıklamalar da nazara alındığında,
Somut olayda, öncelikle müşteki iddiaları kapsamında şüphelilere atılı eylemlerin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında kabahat ya da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca suç oluşturup oluşturmadığının açıklığa kavuşturulması, müştekinin kolluk güçlerine yaptığı ihbarların araştırılması, aynı apartmanda ikamet eden ve şüphelilerden benzer konuda şikayetçi olan müşteki tanıkları... adlı şahısların dinlenilmesi, müşteki tarafından dosyaya sunulan CD kaydının incelenerek tutanağa bağlanması, toplanacak diğer deliller ve yapılacak etkin soruşturma sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken, şüphelilerin ifadesi dahi alınmaksızın, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK'nın 173. maddesi; " (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Gürültü" başlıklı 36. maddesinde yer alan, "Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir." şeklindeki düzenlemede, ses düzeyi hakkında sınır değerin aşılıp aşılmadığının teknik araçlarla denetimi gerekmeyen, komşuların neden olduğu gürültü gibi başkalarının huzur ve sükununu bozacak eylemler nedeniyle idari yaptırım uygulanabileceği ;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "kişilerin huzur ve sükununu bozma" başlıklı 123. maddesinde yer alan, "Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklindeki düzenlemede ise korunan hukuki yararın kişi özgürlüğü ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi olduğu, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapılmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; müşteki ...’in 30/12/2020 tarihli dilekçesi ile üst komşusu olan şüphelilerin gece geç saatlerde sürekli gürültü yapmaları ve yüksek sesle konuşmaları nedeniyle birçok kez kolluk güçlerine ihbarda bulunduğunu, süreklilik arz eden yüksek gürültü nedeniyle sağlığının bozulduğu, apartmanda bulunan diğer şahısların da şüphelilerin benzeri eylemlerinden dolayı rahatsız olduklarını belirterek şikayetçi olduğu, müştekinin 25/01/2021 tarihli dilekçesinde ve kovuşturmaya yer olmadığı kararına yönelik itiraz dilekçesinde eylemin kasten yapıldığına dair CD kaydının olduğunu belirttiği, yine müştekinin itiraz dilekçesinde apartman komşularından birinci katta oturan komşularının da şüphelilerin gürültüsünden rahatsız olduklarını ve bu hususta kendileri ile konuştuklarını ayrıca ...e ... isimli komşularının olaya şahit olduklarını belirttiği anlaşılmakla; müştekinin kolluk güçlerine yaptığı ihbarların araştırılması, aynı apartmanda ikamet eden ve benzer konuda şikayetçi olan komşuların ve müştekinin bildirdiği ... adlı isimli şahısların tanıkların dinlenilmesi, müşteki tarafından dosyaya sunulan CD kaydının incelenerek tutanağa bağlanması ve toplanacak diğer delillerin sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve bu karara yönelik itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden
1-... 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/04/2021 tarihli ve 2021/2955 değişik ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.