15. Ceza Dairesi 2018/757 E. , 2020/8854 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1, 43, 62, 53/1-5 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK’nın 158/1-e-son, 43, 168/2, 62, 52, 53/1-5, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak görev yaptığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli yönetici ve memurların paraf ve imzalarını taklit ederek 16 Eylül 2009 tarihinde 12.272,00 TL ve 11.918,00 TL, 21 Eylül 2009 tarihinde 11.269,00 TL, 20 Ekim 2009 tarihinde 11.505,00 TL olmak üzere dört adet sahte ödeme emri düzenlediği, bu şekilde toplam 46.964,00 TL parayı İl Özel İdaresi hesabından gerçekte kendisine ait olup, resmiyette kardeşi.... adına kayıtlı olan .... Bilgisayar isimli iş yeri hesabına aktardığı bu suretle üzerine atılı suçları işlediği iddia edilen somut olayda;
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazının incelenmesinde:
Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i nazara alınarak, suç tarihi itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesine göre hesaplanan sekiz yıllık asli dava zamanaşımının, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilen 18/10/2011 tarihinden inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazının incelenmesinde:
Sanığın samimi ikrarı ile tüm dosya kapsamından atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde, asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurmak suretiyle eksik adli para cezası tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Adli emanetin 2010/47 sırasında kayıtlı suç konusu sahte ödeme emirleri ile belge asıllarının delil olarak dosyada saklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde il milli eğitim müdürlüğüne iadesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında yer alan “Adli emanetin 2010/47 sırasında kayıtlı suç konusu ödeme emirleri ile belge asıllarının karar kesinleştiğinde il milli eğitim müdürlüğüne iadesine ” cümlesinin çıkarılarak yerine “Adli emanetin 2010/47 sırasında kayıtlı suç konusu sahte ödeme emirleri ile belgelerin karar kesinleştiğinde dosyada delil olarak saklanmasına, suç konusu olmayan ödeme emirleri ile ilgili belgelerin il milli eğitim müdürlüğüne iadesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.