7. Hukuk Dairesi 2015/14467 E. , 2015/8363 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait işyerinde 11.09.2009 tarihinden iş akdinin haksız feshedildiği 12.05.2011 tarihine kadar genel müdür olarak çalıştığını, genel müdür olarak işe başlaması aşamasında davalı şirket ortaklarınca müvekkiline yapılan teklif Ve aralarında varılan anlaşma neticesinde aylık net 5.000,00 TL ücret ve buna ilaveten şirketin kar payı üzerinden %5 pirim ödeneceğinin belirlendiğini, müvekkiline hizmet süresince aylık maaşına ilaveten zaman zaman ve her ay değişen rakamlarda prim ödemeleri yapılarak kardan pay verildiğini, aylık net ücretinin dışında prim ödemelerinin ücret bordrolarına yansıtılmadığını, müvekkilinin 12.05.2011 tarihinde hiçbir sebep bildirilmeksizin işten çıkartıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirkette 14.09.2009-12.05.2011 tarihleri arasında genel müdür olarak çalıştığını, şirket karının %5"i oranında prim ödeneceği hususunun tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının davalı şirketten haksız bir şekilde aldığı 107.320.37 TL"sına gerekçe yaratmaya yönelik asılsız bir iddia olduğunu, davacının çalıştığı dönemde maaşnın tamamını aldığını, bunun dışında maaş avansı adı altında toplam 107.320,37 TL aldığını, bu durumun şirket yetkilileri tarafından tespit edilmesi üzerine de haklı olarak işine son verildiğini, haksız şekilde zimmetine geçirdiği bu paranın iadesi için ihtarname çekildiğini, ödeme yapılmayınca icra takibine geçildiğini savunarak ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 11.12.2013 tarihli ilamı ile özetle ve sonuç olarak, “...Mahkemenin 19/02/2013 tarihli gerekçeli kararında, davalı şirket tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığının belirtildiği, yine <> şeklinde yazılmak suretiyle davalı cevapları nazara alınmadan verilen bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuştur. Oysa ki, 20/12/2011 tarihli duruşmada, davalının cevap dilekçesi verdiği, dilekçenin okunduğu, davalı vekilinin de cevap dilekçesini aynen tekrar ettiğinin yazıldığı görülmüştür. 6100 sayılı HMK"nun 204 üncü maddesinde "İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar." hükmü düzenlenmiştir. Duruşma tutanaklarının aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil niteliğinde bulunmalarına göre, dosyanın davalı cevapları değerlendirilerek karara bağlanması gerekirken cevap dilekçesi verilmediğinden bahisle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile karar diğer temyiz itirazları incelenmeden bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, usuli eksikliği giderdikten sonra, bozma öncesi delillere göre davanın kabulüne karar vermiştir.
İş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ihtilaflıdır.
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini iddia etmesi karşısında yasal olarak haklı feshi ispat etmekle yükümlü davalının ispat külfetini yerine getirmediği gerekçesi ile
kıdem ve ihbar tazminatı hüküm altına alınmış ise de, bu kabul eksik araştırma ve incelemeye dayanmaktadır. Zira davalı şirket vekili davacının ücretlerini tam olarak aldığı halde, ayrıca ücret avansı olarak 107.320,37 TL parayı haksız bir şekilde zimmetine geçirdiği için iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini savunmuştur. Dosya içinde davacıya “CH Ödeme Fişleri” isimli belgelerle ödemeler yapıldığı görülmektedir. Mahkemece bu belgeler üzerinde durulmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu konuda değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bu itibarla davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyet aracılığıyla inceleme yaptırılarak, davacının iddia ettiği gibi her yıl kardan %5 oranında prim ödemesi yapılacağına ya da yapıldığına ilişkin kayıt olup olmadığı, davacıya kararlaştırılan aylık ücretlerinin tam olarak ödenip ödenmediği, davalı şirket antetli kağıtlara basılmış “CH Ödeme Fişleri”ndeki ödemelerin aylık ücrete mahsuben yapılan ödemeler olup olmadığı,davalı şirket antetli kağıtlara basılmış “CH Ödeme Fişleri”ndeki ödemelerin muhasebe kayıtlarına ne şekilde işlendiği, fişlerdeki miktarın muhasebeden ne şekilde çıkışının yapıldığı, davalı şirkette ödeme ve harcamaya yetkili kişilerin kimler olduğu, harcamaların ne şekilde yapıldığı, bu fişlerdeki miktarların davalı şirket yetkililerinin onayı veya icazeti ile yapılıp yapılmadığı, olağan ödeme usulüne uygun olup olmadığı konularında ayrıntılı, denetime elverişli rapor alınmalı ve dosya içindeki deliller ile birlikte değerlendirilerek iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda bir karar verilmelidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.