
Esas No: 2020/1185
Karar No: 2022/21
Karar Tarihi: 17.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1185 Esas 2022/21 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1185 E. , 2022/21 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1185
Karar No : 2022/21
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: …
2- … Müdürlüğü
VEKİLİ: …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 06/03/2019 tarih ve E:2017/15826, K:2019/1715 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Emniyet Genel Müdürlüğü emrinde 3. sınıf emniyet müdürü rütbesiyle hukuk müşaviri olarak görev yapan davacının, yurt dışına emniyet müşaviri olarak atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile dayanağı 21/06/2008 tarih ve 26913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Genel Müdürlüğü Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personel Hakkında Yönetmeliğin, İçişleri Bakanlığının bu hususta yönetmelik çıkarma yetkisi bulunmadığı ileri sürülerek tamamının, 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin ve 10. maddesinde yer alan “bu Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde belirtilen unvana sahip olanlar arasından” ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 06/03/2019 tarih ve E:2017/15826, K:2019/1715 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin tamamının iptali istemi yönünden;
Davacı tarafından; 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 11. maddesinde, yurt dışı teşkilatına atanacak memurların nitelikleri ve bunların tespiti ile ilgili hususların Başbakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiği, bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmeliğin çıkarıldığı, bahse konu Yönetmeliğin 2. maddesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü personeli hakkında bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmayacağının belirtilmesinin hukuka aykırı olduğu, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Başbakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle anılan Kanun Hükmünde Kararname'ye uygun olarak emniyet müşavirliğine atanmada yabancı dil bilme şartının aranması gerektiği, dolayısıyla Emniyet Genel Müdürlüğünün bu hususta ayrı bir yönetmelik çıkarma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu Yönetmeliğin tamamının iptalinin gerektiğinin ileri sürüldüğü,
13/01/2007 tarih ve 26402 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesiyle Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin Yönetmelik hükümlerinin kapsamı dışında bırakıldığı ve Kurumun teşkilat kanunundaki özel hükümlerin saklı olduğunun belirtildiği,
Buna göre, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 11. maddesi değil, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 16. maddesi olduğundan ve bu maddeyle verilen düzenleme yetkisine dayanılarak dava konusu Yönetmelik çıkarıldığından, Yönetmeliğin tamamının iptali istemi yönünden davanın reddi gerektiği,
Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptali istemi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, emniyet müşaviri olarak Emniyet Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatında görevlendirilecek personelin unvan ve rütbelerinin tahdidi olarak sayıldığı, bunlar arasında emniyet genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, polis akademisi başkanı, birinci hukuk müşaviri, daire başkanı, il emniyet müdürü unvanlı veya birinci sınıf emniyet müdürü rütbeli personelin yer aldığının görüldüğü,
Davacı tarafından; söz konusu düzenlemede yurt dışı emniyet müşavirliğine atanmak için yabancı dil bilme ve sınav şartına yer verilmemesinin hukuka aykırı olduğunun iddia edildiği,
3201 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki emniyet teşkilatının yurt dışı birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile diğer hususların İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği yolundaki hüküm uyarınca anılan Bakanlığın yurt dışına gönderilecek emniyet müşavirlerinin niteliklerini belirleme yetkisinin bulunduğu,
Bu bağlamda, dava konusu Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, emniyet müşaviri olarak atanmak için bulunulması gereken unvan veya rütbelerin düzenlendiği ve yabancı dil veya başka bir özel şarta bu bent içinde yer verilmediğinin görüldüğü,
Bu durumda, uluslararası suç ve suçlularla mücadelede diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla her türlü uluslararası polis işbirliği çalışmalarını yürütmekle görevli olan ve yurt dışında sürekli olarak görevli bulunan emniyet müşavirinin üstlendiği misyon, taşıdığı önem ve bu görevin temsil ettiği nitelik dikkate alındığında, emniyet müşaviri olarak atanacaklarda aranacak şartların belirlenmesi konusunda idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde getirilen ve yurt dışı teşkilatında görevlendirilecek personelin unvan ve rütbelerini belirleyen dava konusu Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan "bu Yönetmeliğin 5 inci maddesi 1. fıkrası (a) bendinde belirtilen ünvana sahip olanlar arasından" ibaresinin iptali istemi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinde, Yönetmeliğin 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen unvana sahip olanlar arasından, emniyet müşavirlerinin atama usulünün nasıl olacağının düzenlendiği,
Davacı tarafından, Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptali istenilmiş olduğundan aynı gerekçelerle bu maddedeki ibarenin de iptalinin istenildiği,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığından, anılan bentte sayılan unvan veya rütbedeki personelin emniyet müşaviri olarak atanma usulünü belirleyen Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan "bu yönetmeliğin 5 inci maddesi 1. fıkrası (a) bendinde belirtilen ünvana sahip olanlar arasından" ibaresinin de hukuka uygun olduğu,
Bireysel işlemin iptali istemi yönünden;
Davacının Avrupa ülkelerinden birine emniyet müşaviri olarak atanma istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu ve bu başvurusunun dava konusu işlemle reddedildiği tarih itibarıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinde 3. sınıf emniyet müdürü rütbesiyle hukuk müşaviri olarak görev yapması nedeniyle, Emniyet Genel Müdürlüğü Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personel Hakkında Yönetmeliğin hukuka uygun bulunan dava konusu maddelerinde yer alan emniyet müşaviri olma şartlarını sağlamadığının görüldüğü,
Bu durumda, davacının yurt dışına emniyet müşaviri olarak atanma başvurusunun reddine ilişkin davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 189 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurt dışı Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 11. maddesine göre yurt dışı göreve atanacak memurların nitelikleri ve bunların tespiti hususlarında Yönetmelik hazırlama görevinin Başbakanlığa ait olduğu, 18. maddesinde ise bu Kanun Hükmünde Kararname ile çıkarılması öngörülen yönetmeliklerin Bakanlar Kurulunca çıkarılacağının belirtildiği, Anılan KHK’nın Bakanlar Kuruluna da istisna getirme konusunda bir yetki tanımadığı, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikte kimi kurum ve kuruluşların kapsam dışı bırakılmasına ve yönetmelikte yer alan ve bazı idareleri kapsam dışına çıkaran kurallara da hukuken itibar edilmesine olanak bulunmadığı, konu bu çerçevede değerlendirildiğinde Emniyet Genel Müdürlüğünün bu hususta ayrı bir yönetmelik çıkarma yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle Yönetmeliğin tamamının iptalinin gerektiği, Yönetmeliğin iptali istenen 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde emniyet müşaviri olarak atanacaklarda yabancı dil bilme şartının aranmadığı, yurt dışında görevlendirilecek kamu görevlisinde yabancı dil şartının aranmamasının görevin niteliğine aykırı olduğu, yabancı dil bilmeyen personelin emniyet müşaviri olarak atanmasında kamu yararı ve hizmet gereğinin söz konusu olmadığı, aynı nitelikteki görevleri yerine getirecek emniyet ataşesi ve ataşe yardımcısından KPDS’den 70 puan alma şartı aranırken emniyet müşavirinde bu şartın aranmamasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine açıkça aykırı olduğu, yine dava konusu Yönetmeliğin iptali istenen 10. maddesinin birinci fıkrasının, 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendiyle bağlantılı olduğu, 10. maddede anılan şartları taşıyanların atanma usulünün düzenlendiği, ilk madde iptal edilirse bu maddedeki ibarenin de iptal edileceği, idarenin atama konusunda takdir yetkisi olmakla birlikte bu yetkinin sınırsız olmadığı, bunun bağlı yetki olduğu, emniyet müşaviri atanma şartları ve atamayla ilgili maddeler incelendiğinde yabancı dil bilme şartının aranmadığı ve herhangi bir sınavın söz konusu olmadığı, idarenin bu açıdan takdir yetkisini sınırsızca ve hakkaniyete aykırı şekilde kullandığı, kendisinin İngilizce KPDS 80, Fransızca KPDS 59 puan seviyesinde yabancı dil bilgisi bulunduğu, 189 sayılı KHK uyarınca çıkarılan Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmelik hükümlerinde aranılan şartları sağladığı, öte yandan iptali istenen Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi dışındaki diğer bentlerde sayılan şartlara da sahip olduğu, hal böyle iken nitelikleri hiç değerlendirilmeden talebinin reddedildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üye … 'in, davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemin dava konusu düzenlemelerin uygulama işlemi mahiyetinde olmadığı ve 2577 sayılı Kanun'un 7/4. maddesi kapsamında birlikte dava konusu edilemeyeceği, bu nedenle düzenleyici işlem yönünden davanın süresinde olmadığı yolundaki oyuna karşılık; davanın düzenleyici işleme ilişkin kısmının da süresinde olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasına geçildi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 06/03/2019 tarih ve E:2017/15826, K:2019/1715 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/01/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.