14. Hukuk Dairesi 2019/1276 E. , 2019/7339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.01.2016 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın derdestlik nedeniyle reddine dair verilen 27.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili; davacı alacaklının davalılardan ... hakkında icra takibi başlattığını ve icra mahkemesinden davayı açmak üzere yetki belgesi aldığını belirterek; borçlunun murisi ... "dan intikal eden 113 ada 12 parsel ve 1129 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 9 No"lu bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarla ilgili daha evvel Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1179 Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış ve halen derdest olan ortaklığın giderilmesi davası bulunduğundan davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
HMK"nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması da dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Daha önce HUMK m.187/4"de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Burada anılan dava şartlarından maksat, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca da noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülebilen hallerdir. Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, davacı alacaklı davalıların murisinden onlara intikal eden 2 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiş, mahkemece daha önce açılmış ve halen derdest olan Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1179 Esas sayılı dosyası bulunduğundan derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1179 Esas ve 2016/320 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davanın davacı alacaklı ... tarafından 21.08.2015 tarihinde açıldığı, davalıların borçlu ... ve ..., davanın alacaklının açtığı ortaklığın giderilmesi davası olduğu, dava konusu 113 ada 12 parsel ile 1129 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği ve bu kararın 22.06.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu dava davacısının alacaklı ... olduğu anlaşılmakla, her iki davanın taraflarının farklı olduğu görülmektedir. Ayrıca temyize konu davadaki dava konusu taşınmazların 113 ada 12 parsel ile 1129 ada 3 parsel 9 No"lu bağımsız bölüm, Antalya Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1179 Esas sayılı davasındaki dava konusu taşınmazların 113 ada 12 parsel ile 1129 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar olduğu görülmekle, dava konusu taşınmazlarda da farklılıklar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Temyize konu davanın, yerel mahkemenin gerekçesinde bahsedilen ve 21.08.2015 tarihinde açılmış olan 2015/1179 Esasında kayıtlı davadan daha sonra açıldığı açık olsa da, somut olayda davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu ve derdestlik koşullarının oluşmadığı nazara alınarak işin esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme, araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.