7. Ceza Dairesi 2021/11829 E. , 2021/11994 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."ın anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ANKARA 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/01/2017 tarihli ve 2016/1018 esas, 2017/21 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 12/06/2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/06/2020 tarihli ve KYB. 2020 - 52902 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın işyerinde müştekinin bilgisi dışında sahte cep telefonu abonelik sözleşmesi düzenlediğinden bahisle, işyerinin kendisine ait olması sebebiyle objektif sorumluluk esaslarına göre mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmeyi düzenleyen kişinin Hasan Canbulat isimli bir şahıs olduğu ve kimlik numarasının bulunduğu, sanığın üzerine atılı bulunan suçlamayı kabul etmediği ve dosyada mevcut 28/05/2015 tarihli bilirkişi raporu ile sözleşmede bulunan imzaların müştekiye ait olmadığı anlaşılması karşısında sözleşmede ismi yazılan şahsın ifadesine başvurularak imza ve yazı örneklerinin temin edildikten sonra sözleşme aslı ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine herhangi bir delil elde edilemeden, sadece sözleşmenin sanığa ait işyerinde düzenlendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Yasasının 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Yasasının 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Yasa’nın 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adrese, tebligata, Tebligat Yasasının 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Yasasının 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, duruşma davetiyesinin, sanığın, Kızılcahamam Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesi sırasında bildirdiği adresinde tebliğ edilmeye çalışılması yerine, doğrudan MERNİS adresinde 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesine göre tebliği usulsüz olduğu cihetle, sanık usulüne uygun şekilde duruşmadan haberdar edilmeyerek, savunma hakkının kısıtlandığı,
Hususunda da kanun yararına bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 07/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.