
Esas No: 2011/19934
Karar No: 2013/2945
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/19934 Esas 2013/2945 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı; dava dışı Yarımada ... Ltd. Şti. kayıtlarında davalı Kurum müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucunda bir kısım sigortalıların çalışmadıkları halde sahte bordro ve bildirgelerle çalışmış gibi bildirimlerinin yapıldığı tespit edilerek sigortalılıkların iptal edildiği ve sigortalılara yapılan sağlık yardımlarının yersiz hale geldiğinin bildirildiğini; belgeleri tanzim eden muhasebeci olduğundan söz konusu sağlık yardımlarını ödemesi için kendisine davalı Kurum tarafından tebligat yapıldığını ve Kuruma yaptığı itirazın reddedildiğini; oysa kayıt ve belgelerin doğruluğunu kontrol görevi olmadığını iddia ederek; anılan yersiz sağlık yardımları nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamındaki belge ve iddialar sayılarak davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kişilerin dava hakkı Anayasanın 36’ncı maddesiyle teminat altına alınmış olup, “hukuki yarar” ile sınırlıdır. Dava açanın, her şeyden önce davanın açıldığı tarih itibariyle davada hukuki yararı, “menfaati” bulunmalıdır. Hakkın ileri sürülmesi için kişinin hakkına tecavüz olunması veya bir uyuşmazlığın çıkması gerekir. Bunlar yok iken herhangi bir kimse aleyhine dava açılması mümkün değildir. Bu çerçevede, yersiz sağlık yardımlarından müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle ödeme yapması için davacıya davalı Kurum tarafından ihtar tebliğ edildiğinin ve dava dilekçesindeki gerekçelerle Kuruma yaptığı itirazının reddedildiğinin anlaşılması karşısında, davacının henüz başlamasa bile bir takip tehdidi altında olduğunun ve eldeki davada borçlu olmadığının tespitini istemekte hukuki yararının olduğunun
kabulü gerekir. Bu nedenle; Mahkemece, işin esasına girilerek deliller toplanmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.