
Esas No: 2019/2927
Karar No: 2019/7552
Karar Tarihi: 11.11.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/2927 Esas 2019/7552 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27/10/2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/03/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 02/05/2004 tarihinde ölen murisleri ...’ın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulü ile muris ...’ın mirasının hükmen reddine karar vermiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davalının borçları için açtığı icra takiplere, davacıların Adana 1. İş Mahkemesi 2009/653-64 Esas ve Adana 2. İş Mahkemesi 2009/634-635 E., K. Adana 3. İş Mahkemesi 2009/616- 617- 572- 573- 574- 575- 576 Esas sayılı dosyalarda takibe itiraz ettiklerini, buna karşılık davalı tarafından açılan itirazın iptali davalarının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, yine davalının, davacılara karşı açmış bulunduğu, murisin maden işletmesinde meydana gelen kazada kazazedeye ödenen 39.917,81TL tazminatın rücuen tahsiline ilişkin Feke Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2004/107 Esas sayılı dosyada ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve hükmün 11.11.2013 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında davalı ...’ya terekenin bir borcu kalmadığından davacıların bu davayı açmakta hukuki yararları kalmamıştır. Açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.