9. Hukuk Dairesi 2014/7568 E. , 2015/21785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat .......... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 02.03.2000-29.04.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde getir götür işinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, fazla çalışmanın söz konusu olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalının iş sözleşmesini feshetmekte haksız olduğu, fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı tarafca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, davalı işyerinde 02.03.2000-29.04.2011 tarihleri arasında çalıştığı sabittir. Davacı iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı işveren ise davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Davacı bu istifa dilekçesinin irade fesadı ile alındığını ileri sürmüş ise de bunu kanıtlayamamıştır. Davacı 07.03.2011 tarihli istifa dilekçesinde yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle işyerinde yapmak zorunda kaldığı ağır işleri yapamadığını belirterek iş sözleşmesini sağlık nedeniyle ihbar öneli vererek sona erdirmiştir. Dosya içindeki sağlık raporlarına göre işyerinde koli taşıma gibi getir götür işlerini yaptığı tanık beyanları ile anlaşılan davacının menüsküs ve bel fıtığı rahatsızlığının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının 1956 doğumlu olması da nazara alındığında yaşadığı sağlık sorunları ile yaptığı iş nazara alındığında davacının iş sözleşmesini sağlık sebepleriyle İş Kanunun 24/I maddesi uyarınca haklı nedenle feshettiği sabittir. İş sözleşmesini haklı nedenle de olsa fesheden taraf ihbar tazminatına hak kazanamaz. Mahkemece davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
3-Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir.
Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsar. Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir. Kısaca kısmi davadaki alacak miktarı belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmeli, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsamalıdır. İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacak, alacaklı lehine hüküm altına alınmalıdır.
Dosya içeriğine göre kısmi olarak açılan davada davacı vekili bilirkişi hesap raporundan sonra ıslah sureti ile alacakları arttırmış ve davalı vekili ise ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Hem mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 126/3, hem de 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunun 147/1 maddesine göre işçi ücretlerine ilişkin davalar 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Fazla çalışma alacağı bu tür alacaklardandır. Hüküm altına alınan fazla mesai karşılığı ücret alacağı kısmi olarak istenen miktar dışlandığında kalan kısmı ıslah tarihine göre geriye beş yıllık süre dikkate alındığında beş yılın dışında kalan kısmın zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmadan ve ek rapor alınmadan ıslah ile artırılan miktarında hüküm altına alınması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.